Na
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 12,368
- Puanları
- 1
[H3]Muhalif Analiz[/H3]
Akşener'e, Yavuz Ağıralioğlu'nun kulağını çekecek misiniz mealinde bir soru soruldu ve Akşener çekerim, çekmem demeden bunun talep edilmesini dahi yanlış bulduğunu söyledi.
Ağıralioğlu'na katılmadığını bile net olarak söylemedi, sadece "Bu kadar erken bunların konuşulmasını doğru bulmuyorum" dedi. İtirazını içeriğe değil zamanlamaya yaptı.
"Ağıralioğlu'na bu sözleri ben söyletmedim, kendi fikirlerini söylemiştir, bu anlamda bence bir sakıncası da yoktur" da dedi.
Aynı programda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın aday gösterilmesi halinde kendilerinin de destekleyeceğini de söyledi. Kazanacak aday vurgusunun altını defalarca çizdi.
Daha önce de "Biz noter değiliz demişti" yani aslinda Akşener Ağıralioğlu'nun söylediklerini farklı tonlamalarla da olsa zaten kendisi de söylüyordu.
Son katıldığı toplantıda da iki belediye başkanının ismini tekrar etmesi artık subliminal seviyesini geçen bir mesaj.
Bu mesajı biraz dikkatli okuduğunuzda Akşener'le, Ağıralioğlu arasındaki görüş farkının tercih edilen belediye başkanları arasında olabileceği söylenebilir.
İsimleri geçen iki belediye başkanından biri olan Mansur Yavaş konusunda CHP seçmeninin ideolojik bir direnci olacağı düşünülebilir. Dahası ikinci tur ihtimali gündeme gelirse HDP oylarının belirleyici niteliği nedeniyle açıkça itiraf etmese de, Akşener'in Yavaş'ın adaylığı konusunda ısrarcı olması zor görünüyor.
Kazanacak aday vurgusu ve bu seçimin son seçim olacağı şeklindeki ifadeleri dikkate alındığında Akşener'in aday konusunda son derece pragmatik davranacağı kesin. Her ne kadar 6 lı masada şu ana kadar bu konuda bir konuşma gerçekleşmediyse de masanın bileşenlerinin kendi içlerinde bu konuyu en az halk kadar konuştukları da kesin. Akşener de bu konudaki sorulardan kaçarken partisinin içindeki konuşmaları ve fikirleri aktarmakta geri kalmıyor.
Altılı masa yönetim biçimi konusunu net bir şekilde protokole bağlayabilir ise seçilecek adayın kim olacağının çok bir önemi de kalmıyor. Bu aşamada önemli olan adayın seçilecek olması. Yani en azından İYİ Parti tarafı olaya böyle bakıyor. Adayın CHP içinden olması konusunda da bir çekinceleri yok görünüyor. Zaten Akşener kendisini yeni sistemin Başbakan'ı olarak konumlandırdığı gün CHP'li adayı kabul ettiğini de deklare etmişti.
Elbette bu İYİ Parti'nin görüşü bu görüşte diretecek mi orasını göreceğiz ama, Akşener'in "Biz o masadan kalkmayacağız" şeklindeki ifadeleri de bir uzlaşma yolunun bulunacağına dair önemli bir işaret olarak algılanabilir.
Bütün konuşma baştan sonra değerlendirildiğinde aslında Akşener sadece adaylarının adını vermedi diye bir yorum zorlama olmaz gibi.
Akşener'e, Yavuz Ağıralioğlu'nun kulağını çekecek misiniz mealinde bir soru soruldu ve Akşener çekerim, çekmem demeden bunun talep edilmesini dahi yanlış bulduğunu söyledi.
Ağıralioğlu'na katılmadığını bile net olarak söylemedi, sadece "Bu kadar erken bunların konuşulmasını doğru bulmuyorum" dedi. İtirazını içeriğe değil zamanlamaya yaptı.
"Ağıralioğlu'na bu sözleri ben söyletmedim, kendi fikirlerini söylemiştir, bu anlamda bence bir sakıncası da yoktur" da dedi.
Aynı programda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın aday gösterilmesi halinde kendilerinin de destekleyeceğini de söyledi. Kazanacak aday vurgusunun altını defalarca çizdi.
Daha önce de "Biz noter değiliz demişti" yani aslinda Akşener Ağıralioğlu'nun söylediklerini farklı tonlamalarla da olsa zaten kendisi de söylüyordu.
Son katıldığı toplantıda da iki belediye başkanının ismini tekrar etmesi artık subliminal seviyesini geçen bir mesaj.
Bu mesajı biraz dikkatli okuduğunuzda Akşener'le, Ağıralioğlu arasındaki görüş farkının tercih edilen belediye başkanları arasında olabileceği söylenebilir.
İsimleri geçen iki belediye başkanından biri olan Mansur Yavaş konusunda CHP seçmeninin ideolojik bir direnci olacağı düşünülebilir. Dahası ikinci tur ihtimali gündeme gelirse HDP oylarının belirleyici niteliği nedeniyle açıkça itiraf etmese de, Akşener'in Yavaş'ın adaylığı konusunda ısrarcı olması zor görünüyor.
Kazanacak aday vurgusu ve bu seçimin son seçim olacağı şeklindeki ifadeleri dikkate alındığında Akşener'in aday konusunda son derece pragmatik davranacağı kesin. Her ne kadar 6 lı masada şu ana kadar bu konuda bir konuşma gerçekleşmediyse de masanın bileşenlerinin kendi içlerinde bu konuyu en az halk kadar konuştukları da kesin. Akşener de bu konudaki sorulardan kaçarken partisinin içindeki konuşmaları ve fikirleri aktarmakta geri kalmıyor.
Altılı masa yönetim biçimi konusunu net bir şekilde protokole bağlayabilir ise seçilecek adayın kim olacağının çok bir önemi de kalmıyor. Bu aşamada önemli olan adayın seçilecek olması. Yani en azından İYİ Parti tarafı olaya böyle bakıyor. Adayın CHP içinden olması konusunda da bir çekinceleri yok görünüyor. Zaten Akşener kendisini yeni sistemin Başbakan'ı olarak konumlandırdığı gün CHP'li adayı kabul ettiğini de deklare etmişti.
Elbette bu İYİ Parti'nin görüşü bu görüşte diretecek mi orasını göreceğiz ama, Akşener'in "Biz o masadan kalkmayacağız" şeklindeki ifadeleri de bir uzlaşma yolunun bulunacağına dair önemli bir işaret olarak algılanabilir.
Bütün konuşma baştan sonra değerlendirildiğinde aslında Akşener sadece adaylarının adını vermedi diye bir yorum zorlama olmaz gibi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
