Almanya`nın Almanya olduğu yıllar. Ekonomi tıkırında... Marşal Yardımı`yla uçmaya başlayan Almanya hızla yol alıyor. Olimpiyat Yaz Oyunları II. Dünya Savaşı`ndan sonra ilk defa Almanya`da düzenleniyor. Hitler faşizmi döneminde Berlin`de düzenlenen ve ırkçılık kokan Yaz Oyunları unutturulmaya çalışılıyor... 1954 yılında Bern`de Almanya`nın Dünya Futbol Şampiyonu olmasıyla başlayan parlatma cilalama işine devam ediliyor... Batı Almanya kapitalist sistemin yıldızı. İyice parlatılıyor o zamanki sosyalist ülkelere, özellikle de Demokratik Almanya Cumhuriyeti`ne karşı...
***
Almanya`da II. Dünya Savaşı`nda bombalanmayan tek şehir olan Heidelberg`de NATO Güçleri`nin ve Avrupa`daki Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu`nun komuta merkezi.
Atlantiğin öte yakası işini biliyor. Daha savaş esnasında planlamalar yapılmış.
Heidelberg güzel şehir. Dünya`ya açık bir üniversite şehri. Şehrin kayıtlara geçmesi 1196. Ren Nehri`nin kolu olan Neckar Irmağı`nın kıyısında kurulmuş. Türkiye`deki Amasya şehine çok benziyor. 13ncü Yüzyılda Heidelberg Kalesi inşa ediliyor. 1386`da Almanya`nın en eski üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi (Ruperto Carola) kuruluyor. O zaman, Almanca konuşulan ülkelerde Prag Karls Üniversitesi ve Viyana Üniversitesi`nden sonra kurulan 3ncü üniversite.
Yüksek öğrenim için nisan 1973`de geldiğimizde şehrin nüfusu yaklaşık 137 000 idi. Günümüzde ise 159 245. Yabancı oranı %16,1 ve bunun büyük çoğunluğu öğrenci ve akademiker. Çünkü şehirde sanayi kuruluşları yok. Ağırlık hizmet sektöründe, büyük kuruluşların yönetim merkezlerinde ve turizmde. Burada yaşayan Türk sayısı yaklaşık 5 000. Şehirde oturan her dört kişiden birisi öğrenci. Heidelberg`de 2 devlet üniversitesi, 4 yüksek okul ve bir de akademi var. Yüksek öğrenim görenlerin sayısı kırkdört bini aşıyor. Heidelberg, Almanya`da yaş ortalaması en genç olan şehir. Sadece Heidelberg Üniversitesi`nde okuyan, doktora yapan, ders veren ve bedenen çalışan Türklerin sayısı yaklaşık 450.
Kimler ders vermemiş ki burada: G.W. Friedrich Hegel, Max ve Alfred WEBER, Karl JASPER, Hans-Georg GADAMER, Emil KRAEPELIN, Jürgen HABERMAS, Klaus von BEYME vd. vd.
Bu üniversitede ders verenlerden 12 bilim insanı tıp, kimya ve fizik dallarında Nobel Ödülü almış.
Almanya`nın en büyük Kanser Araştırmalar Merkezi burada.
Avrupa Birliği`nin en büyük Moleküler Biyoloji Enstitüsü/Fakültesi Heidelberg`de çok önemli araştırmalara, projelere imza atıyor.
Ve burada yüksek öğrenim gören Türkler: Prof. Dr. Fazıl SAY (Ahmet SAY`ın babası ve büyük müzikçi Fazıl SAY`ın dedesi) matematik, Nejat ECZACIBAŞI eczacılık, Haldun TANER devlet bilimleri okumuşlar burada.
Şehrin en büyük işvereni Heidelberg Üniversitesi: Kapıcıdan profesöre kadar çalışan sayısı 15 000 civarında. Şehrin diğer büyük gelir kalemi turizm. Şehre, yılda yaklaşık 13 milyon turist geliyor ve geceleme sayısı 1 659 milyon gece. Heidelberg tam bir üniversite, bilim, sanat, turizm, kongreler ve oteller şehri...
Heidelberg`de merkezi bulunan büyük kurumlar şöyle: SAP, Heidelberger Druckmaschinen (Heidelberg Matbaa Makinaları), SAS, MLP ve Heidelberger Zement (Heidelberg Çimento).
***
Yıl 1972. Yer, Almanya`nın `
Münih Yaz Olimpiyatları`na İsveç
Münih olimpiyatları hızla sürerken, hikayemizin kahramanları bir akşam Münih`in gözde barlarından `
İşte bu kraliçemiz Silvia GUSTAF doğup büyüdüğü şehir olan Heidelberg`e bir jest yapmak ister. Heidelberg Büyük Şehir Belediyesi`ne baş vurarak, şehrin en önemli turistik yerlerinden birisi olan Filozoflar Yolu`na (Philosophen weg) bir bank armağan etmek ister. Gelip geçenler, turistler oturup dinlenebilsin; şehri, Heidelberg Kalesi`ni doya doya seyretsin...
Heidelberg Belediyesi`nden gelen cevap çok ilginç:
Bu bir kraliçe ve bir vakıf tarafından Heidelberg şehrine armağan edilen bankın hemen beş metre ilerisinde başka bir bank durmaktadır. O bankı ise, bir hayırsever Heidelbergli yurttaş tek başına armağan ederek buraya koydurmuştur. O kişi kim mi dersiniz? Kimse bilmiyor. Bankın üzerine sadece adının ve soyadının baş harfleri olan ``Benim sevgili Heidelberg`im için -A.B.`` yazılmış. Alçakgönüllülüğe bakar mısınız? Bu kişi Heidelberg`e her yıl milyonlarca bağış yapan kişinin bir aristokrat, bir büyük burjuva olduğu söyleniyor. Bilinmiyor, sadece söyleniyor.
Darısı bizim belediyelerin ve çakma burjuvaların başına. İki elin on parmağı kadar olan gerçek burjuva aileleri ve düzgün çalışan belediye başkanlarını tenzih ederim efendim.
Almanya/Heidelberg bizi kıskanıyor mu dersiniz?
***
Almanya`da II. Dünya Savaşı`nda bombalanmayan tek şehir olan Heidelberg`de NATO Güçleri`nin ve Avrupa`daki Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu`nun komuta merkezi.
Atlantiğin öte yakası işini biliyor. Daha savaş esnasında planlamalar yapılmış.
Heidelberg güzel şehir. Dünya`ya açık bir üniversite şehri. Şehrin kayıtlara geçmesi 1196. Ren Nehri`nin kolu olan Neckar Irmağı`nın kıyısında kurulmuş. Türkiye`deki Amasya şehine çok benziyor. 13ncü Yüzyılda Heidelberg Kalesi inşa ediliyor. 1386`da Almanya`nın en eski üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi (Ruperto Carola) kuruluyor. O zaman, Almanca konuşulan ülkelerde Prag Karls Üniversitesi ve Viyana Üniversitesi`nden sonra kurulan 3ncü üniversite.
Yüksek öğrenim için nisan 1973`de geldiğimizde şehrin nüfusu yaklaşık 137 000 idi. Günümüzde ise 159 245. Yabancı oranı %16,1 ve bunun büyük çoğunluğu öğrenci ve akademiker. Çünkü şehirde sanayi kuruluşları yok. Ağırlık hizmet sektöründe, büyük kuruluşların yönetim merkezlerinde ve turizmde. Burada yaşayan Türk sayısı yaklaşık 5 000. Şehirde oturan her dört kişiden birisi öğrenci. Heidelberg`de 2 devlet üniversitesi, 4 yüksek okul ve bir de akademi var. Yüksek öğrenim görenlerin sayısı kırkdört bini aşıyor. Heidelberg, Almanya`da yaş ortalaması en genç olan şehir. Sadece Heidelberg Üniversitesi`nde okuyan, doktora yapan, ders veren ve bedenen çalışan Türklerin sayısı yaklaşık 450.
Kimler ders vermemiş ki burada: G.W. Friedrich Hegel, Max ve Alfred WEBER, Karl JASPER, Hans-Georg GADAMER, Emil KRAEPELIN, Jürgen HABERMAS, Klaus von BEYME vd. vd.
Bu üniversitede ders verenlerden 12 bilim insanı tıp, kimya ve fizik dallarında Nobel Ödülü almış.
Almanya`nın en büyük Kanser Araştırmalar Merkezi burada.
Avrupa Birliği`nin en büyük Moleküler Biyoloji Enstitüsü/Fakültesi Heidelberg`de çok önemli araştırmalara, projelere imza atıyor.
Ve burada yüksek öğrenim gören Türkler: Prof. Dr. Fazıl SAY (Ahmet SAY`ın babası ve büyük müzikçi Fazıl SAY`ın dedesi) matematik, Nejat ECZACIBAŞI eczacılık, Haldun TANER devlet bilimleri okumuşlar burada.
Şehrin en büyük işvereni Heidelberg Üniversitesi: Kapıcıdan profesöre kadar çalışan sayısı 15 000 civarında. Şehrin diğer büyük gelir kalemi turizm. Şehre, yılda yaklaşık 13 milyon turist geliyor ve geceleme sayısı 1 659 milyon gece. Heidelberg tam bir üniversite, bilim, sanat, turizm, kongreler ve oteller şehri...
Heidelberg`de merkezi bulunan büyük kurumlar şöyle: SAP, Heidelberger Druckmaschinen (Heidelberg Matbaa Makinaları), SAS, MLP ve Heidelberger Zement (Heidelberg Çimento).
***
Yıl 1972. Yer, Almanya`nın `
gizli başkent
i Münih. Diğer
gizli başkent
` Hamburg. Almanya`nın o zamanki anayasal (geçici) başkenti Bonn. İki Almanya`nın birleşmesinden sonra, eski başkent gene Berlin oluyor.Münih Yaz Olimpiyatları`na İsveç
in Kral adayı Carl GUSTAF da katılıyor. Annesi Alman olan geleceğin sarı saçlı mavi gözlü kral adayı GUSTAF
ın etrafında hostesler fır dönmektedir. Ama, onunla arasında elektriklenme olan genç kız, o hosteslerin yöneticisi, yani baş hostes Heidelberg kökenli Silvia SOMMERLATH`dır. Silvia tercümanlık ve mütercimlik okumuştur ve balık etinde çok güzel hanımdır. Alman ciddiyeti ve disipliniyle görevini ifa eden baş hostes ile İsveç`in gelecekteki kralı arasında muazzam bir elektriklenme olmuştur... Kral adayımız 26 ve baş hostesimiz ise 28 yaşındadır.Münih olimpiyatları hızla sürerken, hikayemizin kahramanları bir akşam Münih`in gözde barlarından `
Kinky
`de buluşurlar. Bu sıcak muhabbeti diğer buluşmalar izler. Münih`te başlayan arkadaşlık 4 yıl sürer ve kahramanlarımız 1976 yılında evlenirler. (Onlar ermiş muradına, biz çıkalım tahtına.
Böyle mi desek acaba?) Güzel yıllar gibi olaylı ve hatta sıkandal dolu yıllar gelip geçer...…İşte bu kraliçemiz Silvia GUSTAF doğup büyüdüğü şehir olan Heidelberg`e bir jest yapmak ister. Heidelberg Büyük Şehir Belediyesi`ne baş vurarak, şehrin en önemli turistik yerlerinden birisi olan Filozoflar Yolu`na (Philosophen weg) bir bank armağan etmek ister. Gelip geçenler, turistler oturup dinlenebilsin; şehri, Heidelberg Kalesi`ni doya doya seyretsin...
Heidelberg Belediyesi`nden gelen cevap çok ilginç:
Sayın Kraliçe, Ekselansları, size, tek başınıza, bu tarihi yerde sizin adınıza bir bank kurulmasına müsade edemeyiz. Ama, Carl Bosch Vakfı ile birlikte, yani yarı yarıya üstlenerek, bir bank koydurabilirsiniz.
Bu bankın üzerinde Kraliçe Silvia ve Bosch Vakfı (Königin Silvia und Carl Bosch Stiftung) tarafından armağan edilmiştir
yazılabilir.Bu bir kraliçe ve bir vakıf tarafından Heidelberg şehrine armağan edilen bankın hemen beş metre ilerisinde başka bir bank durmaktadır. O bankı ise, bir hayırsever Heidelbergli yurttaş tek başına armağan ederek buraya koydurmuştur. O kişi kim mi dersiniz? Kimse bilmiyor. Bankın üzerine sadece adının ve soyadının baş harfleri olan ``Benim sevgili Heidelberg`im için -A.B.`` yazılmış. Alçakgönüllülüğe bakar mısınız? Bu kişi Heidelberg`e her yıl milyonlarca bağış yapan kişinin bir aristokrat, bir büyük burjuva olduğu söyleniyor. Bilinmiyor, sadece söyleniyor.
Darısı bizim belediyelerin ve çakma burjuvaların başına. İki elin on parmağı kadar olan gerçek burjuva aileleri ve düzgün çalışan belediye başkanlarını tenzih ederim efendim.
Almanya/Heidelberg bizi kıskanıyor mu dersiniz?