Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Yönetmen S.J.Clarkson’un, 1 saat 57 dakikalık aksiyon ve fantastik filmi, vizyona giriyor.
Şimdiye kadar ki Marvel serilerinden bağımsız olarak düşünebileceğimiz bu filmde, Dakota Johnson’un ışıldayan oyunculuğu ile topluma faydalı olmak isteyen ama doğum sırasında birbirlerinden koptukları için birbirlerini hiç tanımayan iki kadının(anne-kız) hikâyesi, 1973 yılında Amazonda başlar.
Peru’da ormanın içinde özel bir örümcek arayışında olan bilim insanının, aslında bunu sadece insanlık adına yapmadığını, yönetmen filmin sonuna bağlıyor. Ve filmin en önemli kısmı ise Bilim insanı, Cashi’nin, hiç göremediği ama kendisinin izinden giden kızı Cassandra’nın, filmin sonunda söyledikleri:
“Geleceğin en büyük özelliği henüz gerçekleşmemiş olmasıdır.”
Çünkü yeteneği sayenizde tüm kusurları mümkün olduğunca düzeltmeye çalışacak ve daha iyi bir dünya için mücadele edecektir. Yaratıcının herkese bahşetmediği en derin ve bilge özellikleri keşfetme süresi filmin bütününe yayılıyor.
Öncellikle şimdiye kadar çekilmiş, tipik seriler gibi bakılmaması gereken ve izlerken, keşke bu filmi, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, vizyona alsalardı, diye düşündüğüm seçki, Peru’da ki Amazon Ormanlarından adını alan kadını, bugünün dünyasının çok daha ötesine alıyor.(Filmin finali bunun üzerine tasarlanmış.)
Madame Web, filminin heyecanlı finale doğru evrilen kısmında, içindeki gücü keşfedip, tüm ağa bağlanabilen, Cassandra’nın (Dakota Johnson),uçuş sırasında Manhattan’ın reklam panosunda asılı duran, Calvin Klein, marka yüzünde yarı çıplak olarak verilen erkek / ataerkil ve topluma sunulanı devirmesi, verilen mesajlardan biri.
Filmin başında, ormanda bir kırmızı örümcek ile başlayan, Peru’da yaşayan yarı insan, yarı örümcek olan kabilenin iyilik için çalışması. Doğa ile bütünlüğünü, insanlık kadar kaybetmediğinin altını çizmekte. Ama keşfedilen ne ise her zaman olduğu gibi iyi niyetli ve hırslarına mağlup olmuş insanların ellerinde, nerelere gidebileceğini göstererek başlayan, maceranın başladığı doğum sahnesini, tıpkı Süpermen’de olduğu gibi kadının üretkenliği ile yirmi yılın sonunda gelişmeleri gösterirken, yine doğumla bitirmesi kadının var oluş nedenini sunmakta.
Üreten, çoğaltan, artıya geçiren ama bunun yanında kötü karakter olarak karşımıza çıkan, Ezekiel Sims (Tahar Rahim)’in hırslarının yanında, sürekli kadının zihnini aşağılayan yaklaşımlarına, Cassandran’nın verdiği cevaplarda gizli olan kadının gücü. Peki, nedir bu?
Sims’in, sürekli küçümsediği kadının zekâsı.
Kadının aklını küçümseyenlere cevap niteliğinde finale ulaşırken; zamansal geçişler, geleceği görme yetisini annesinden alan Cassandra’nın, kendi varoluşundaki yetenekleri “iyilik” için kullanması ve adeta kendisinin asistanları gibi olan ama kötü erkek karakterin sürekli öldürmek istediği ergen genç kızlar ise geleceğin kadınları.
Erkek kafa yapısının, kadını, önünde sürekli bir engel olarak görmesinde ki engeli ve aslında mutsuz ya da kayıp aile ortamında yetişen üç kızdan; Julia,Anya,Matia’nın kendilerinde ki yetenek ve gücü henüz fark etmemeleri üzerinden şekillendirir. Ama en önemlisi kıtalar üzerindeki her bir kadın ırkını temsil etmektedir, bu üç genç kız. Beyaz Irk, Melez ve Siyahî Irk, olarak.
Zaten filmin temelini oluşturan Amazon/Peru esasında kendisini “Dünya Ana”ya borçlu hisseden ve yer kürede, dokuz bölgede yayılan, kapladığı alan itibari ile 5.5 milyon kilometrekarelik ve dünyanın en büyük bio çeşitliliğine sahip bölgeye zoom yapar, yönetmen.
Nedir bu bölge dersek; kendi içinde dokuz kola ayrılan: Venezuela, Kolombiya, Peru, Brezilya, Ekvator,Guyana, Surinam, Bolivya ve Fransız Guyana’sı.
Burada, kadınların doğa katliamına karşı yaptıkları mücadelelerinde altını çizerek ama
Yumuşak geçişli, öğreten, daha eril bir kadın olmadan, dişil ağırlıklı kadını öne çıkaran, bu seçki bence her genç kız adayının izlemesi gereken filmler arasında yer alıyor.
Şimdiye kadar ki Marvel serilerinden bağımsız olarak düşünebileceğimiz bu filmde, Dakota Johnson’un ışıldayan oyunculuğu ile topluma faydalı olmak isteyen ama doğum sırasında birbirlerinden koptukları için birbirlerini hiç tanımayan iki kadının(anne-kız) hikâyesi, 1973 yılında Amazonda başlar.
Peru’da ormanın içinde özel bir örümcek arayışında olan bilim insanının, aslında bunu sadece insanlık adına yapmadığını, yönetmen filmin sonuna bağlıyor. Ve filmin en önemli kısmı ise Bilim insanı, Cashi’nin, hiç göremediği ama kendisinin izinden giden kızı Cassandra’nın, filmin sonunda söyledikleri:
“Geleceğin en büyük özelliği henüz gerçekleşmemiş olmasıdır.”
Çünkü yeteneği sayenizde tüm kusurları mümkün olduğunca düzeltmeye çalışacak ve daha iyi bir dünya için mücadele edecektir. Yaratıcının herkese bahşetmediği en derin ve bilge özellikleri keşfetme süresi filmin bütününe yayılıyor.
Öncellikle şimdiye kadar çekilmiş, tipik seriler gibi bakılmaması gereken ve izlerken, keşke bu filmi, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, vizyona alsalardı, diye düşündüğüm seçki, Peru’da ki Amazon Ormanlarından adını alan kadını, bugünün dünyasının çok daha ötesine alıyor.(Filmin finali bunun üzerine tasarlanmış.)
Madame Web, filminin heyecanlı finale doğru evrilen kısmında, içindeki gücü keşfedip, tüm ağa bağlanabilen, Cassandra’nın (Dakota Johnson),uçuş sırasında Manhattan’ın reklam panosunda asılı duran, Calvin Klein, marka yüzünde yarı çıplak olarak verilen erkek / ataerkil ve topluma sunulanı devirmesi, verilen mesajlardan biri.
Filmin başında, ormanda bir kırmızı örümcek ile başlayan, Peru’da yaşayan yarı insan, yarı örümcek olan kabilenin iyilik için çalışması. Doğa ile bütünlüğünü, insanlık kadar kaybetmediğinin altını çizmekte. Ama keşfedilen ne ise her zaman olduğu gibi iyi niyetli ve hırslarına mağlup olmuş insanların ellerinde, nerelere gidebileceğini göstererek başlayan, maceranın başladığı doğum sahnesini, tıpkı Süpermen’de olduğu gibi kadının üretkenliği ile yirmi yılın sonunda gelişmeleri gösterirken, yine doğumla bitirmesi kadının var oluş nedenini sunmakta.
Üreten, çoğaltan, artıya geçiren ama bunun yanında kötü karakter olarak karşımıza çıkan, Ezekiel Sims (Tahar Rahim)’in hırslarının yanında, sürekli kadının zihnini aşağılayan yaklaşımlarına, Cassandran’nın verdiği cevaplarda gizli olan kadının gücü. Peki, nedir bu?
Sims’in, sürekli küçümsediği kadının zekâsı.
Kadının aklını küçümseyenlere cevap niteliğinde finale ulaşırken; zamansal geçişler, geleceği görme yetisini annesinden alan Cassandra’nın, kendi varoluşundaki yetenekleri “iyilik” için kullanması ve adeta kendisinin asistanları gibi olan ama kötü erkek karakterin sürekli öldürmek istediği ergen genç kızlar ise geleceğin kadınları.
Erkek kafa yapısının, kadını, önünde sürekli bir engel olarak görmesinde ki engeli ve aslında mutsuz ya da kayıp aile ortamında yetişen üç kızdan; Julia,Anya,Matia’nın kendilerinde ki yetenek ve gücü henüz fark etmemeleri üzerinden şekillendirir. Ama en önemlisi kıtalar üzerindeki her bir kadın ırkını temsil etmektedir, bu üç genç kız. Beyaz Irk, Melez ve Siyahî Irk, olarak.
Zaten filmin temelini oluşturan Amazon/Peru esasında kendisini “Dünya Ana”ya borçlu hisseden ve yer kürede, dokuz bölgede yayılan, kapladığı alan itibari ile 5.5 milyon kilometrekarelik ve dünyanın en büyük bio çeşitliliğine sahip bölgeye zoom yapar, yönetmen.
Nedir bu bölge dersek; kendi içinde dokuz kola ayrılan: Venezuela, Kolombiya, Peru, Brezilya, Ekvator,Guyana, Surinam, Bolivya ve Fransız Guyana’sı.
Burada, kadınların doğa katliamına karşı yaptıkları mücadelelerinde altını çizerek ama
Yumuşak geçişli, öğreten, daha eril bir kadın olmadan, dişil ağırlıklı kadını öne çıkaran, bu seçki bence her genç kız adayının izlemesi gereken filmler arasında yer alıyor.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.