Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Kötü haber; kuraklık etkisini ciddi bir şekilde göstermeye başladı ülkemizde. Yıllık kişi başına düşen su miktarı uzmanların söylediğine göre 1000 tonun altına geriledi. Bu demek ki; Türkiye su fakiri olma periyoduna girdi.
İyi haber; bu sorunu ortadan kaldıracak çözümler var artık. Yazının ilerleyen bölümlerinde suyu iyi yöneten, kuraklığa çözüm olabilecek, iklim krizine uyumlu çalışmalar yapan harika bir ekip ile tanıştıracağım sizleri.
Sadece ülkemizin değil dünyanın çok önemli bir meselesinden söz ediyorum; su kıtlığı. Örneğin; Mexico City, Cape Town, Sao Paulo, Brezilya, Hindistan… Dünya haritasının üzerine rastgele koyun parmağınızı, su sorunu olmayan ülke yok. Ben de öyle yaptım parmağımı değil ama, Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün web sayfasını açtım ve bilgisayar imlecimi(Cursor) rastgele dolaştırdım dünya üzerinde. Genel olarak iç açıcı bir tablo yok globalde, ama ülkemiz çok kötüler arasında değil bir kere bu sevindirici bir durum. Sizler de bu siteye girip neyle karşı karşıyayız su ile ilgili bakabilirsiniz, ben edindiğim bilgilerin bir kısmını paylaşmak istiyorum. Şöyle ki; Türkiye Genel Su Riski’nde orta-yüksek risk kategorisinde; bu sevindirici haber çünkü hala umudumuz var demektir. Su stresi riskinde, Ege ve İç Anadolu bölgemiz yüksek riskte maalesef. Hatay da dâhil buna (Hatay geliniyim o yüzden ayrı bir önem veriyorum bölgemize). Su tükenmesi riskinde Konya, Karaman, Eskişehir, Uşak, İzmir, Hatay ve Şanlı Urfa yüksek risk sınıfında ne yazık ki. Daha pek çok bilgi var bu web sayfasında, merakı olanlar için linki bırakıyorum buraya.
Su probleminin sebebi bir değil birçok; iklim değişikliğinin yanı sıra, kentsel yayılma ve zayıf altyapının birleşmesi, bununla birlikte bir de sıcaklık. İnsanların daha fazla suya ihtiyaç duyması, daha fazla suyun buharlaşması ve elbette yıllar süren kötü su yönetiminin sonucu. İşte burada ele aldığım konu iyi su yönetimi. Su doğru yönetildiği takdirde sorunlar çözülebilir.
Peki, nedir iyi su yönetimi?
İşte bu sorunun yanıtı ile birlikte suyun yokluğuna, yani kuraklığa çözüm olabilecek çalışmalar gerçekleştiren bir ekibi tanıtmak istiyorum. Bu neden önemli? Uzmanların her daim söylediklerini tekrar hatırlatarak neden önemli olduğunu anlatmaya çalışayım. İklim krizi yok edilebilecek bir sorun değil ancak bu krizle uyumlu yaşayabilirsek dünya kaynakları insanoğluna yeter, aksi takdirde dünya yaşanmaz hale gelir. İşte suyu iyi yönetebilmek bir uyum çalışmasıdır.
Ne diyordum? İyi su yönetimi;
Suyun belirli yönetmelik ve standartlara göre daha verimli yönetimi ve kullanılmasına iyi su yönetimi deniliyor.
Nasıl yapılıyor? Kimler yapıyor? Su yokluğuna nasıl çözüm oluyor? İşin uzmanlarından öğrenmeye çalıştım. Hydrain Su ve Mühendislik Teknolojileri San.Tic.Ltd.Şti Genel Müdürü Eyüp Arslan bu konudaki sorularımı yanıtladı.
Her biri kendi alanında yirmi beş yılı aşkın deneyime sahip mimarlar, makina ve elektrik elektronik mühendislerinden oluşan Hydrain ekibinin ortak noktası doğaya âşık olmaları ve su stresi altında olan ülkemizin, uzmanların öngörülerine göre 2030 yılında su fakiri bir ülke olacağını bilmeleri.
Ekibin Genel Müdürü Arslan’a önce şu bilgileri aktardım.
SORU: Sizin çalışmalarınız kuraklığa çözüm mü?
E.A: Evet. Bizim çalışmalarımız kuraklık sorununun çözümlerinden biridir.
SORU: Nedir bu konudaki çalışmalarınız?
E.A: Biz, sel suyu yönetimi, yağmur suyu hasadı ve yeraltında içme suyu depolama çözümleri sunuyoruz.
Yağmur suyu hasadından söz edelim örneğin; kentsel ve kırsal alanlarda farklı çözümler uygulanır.
Kentsel alanlarda bina çatılarından ve yüzey sularından toplanan suların kaba filtrasyondan geçirilerek bölgeye yakın uygun depolama alanlarında saklanması ve ihtiyaç halinde bahçe sulamaları, bina içi rezervuarlarında (sifon) kullanılmak, vb. Amacıyla yeniden kullanılır. Buradaki amaçlardan biri hem yağmur suyundan faydalanmak hem de aynı zamanda belediyelerden gelen şebeke suyunun park ve bahçelerde sarf edilmesinin önüne geçmek. Kentsel ortamda yağmursuyu depolama sayesinde ayrıca bina iniş borularından yollara biriken yüzeysel suyun sel taşkın etkileri azalır.
Kırsal alanlarda ise hem sulama için depolanabilir (yukarıda belirtildiği gibi), hem de ihtiyaç fazlası su, uygun koşullar altında yeraltını beslemek amacıyla özel infiltrasyon depolarımız kurulmaktadır. Bu depolar ile hem sulama yapılabilir hem de yeraltına filtrelenmiş su bırakılır. Bu sayede hem yeraltı su seviyeleri yükselir, hem de şiddetli yağışlara karşı yerüstünde toprağın ememeyeceği suyun miktarı minimize edilir. Böylelikle sel taşkın riski azaltılır, toprak kaybının önüne geçilir ve yeraltı suları beslenmiş olur.
SORU: Az önce rakamları verdim. Yağmur yağışlı gün sayısı azalmış. Bu durumda yağmur suyu hasadı yapmak da zorlaşmıyor mu? Yağmur suyu hasadı bir çözüm olmaktan çıkar mı?
E.A: Mevsimsel bazda ele alındığında yağış rejiminin değiştiği aşikardır. Bunun yanı sıra iklim değişikliğinden ötürü deniz suyu sıcaklıklarının tarihsel boyutta çok yükselmesi sonucunda yağışlar daha kısa süreli ve daha şiddetli gerçekleşmektedir. Sonuç itibariyle bölgesel bazda yıllık yağış miktarlarında çok bir değişiklik söz konusu değildir. Kısa süreli ve daha şiddetli yağışları göz önüne aldığımda yağmur suyunun her düştüğü anda toplanması çok daha önem arz etmektedir.
SORU: Yer altında içme suyu depolama yöntemi de çözümlerinizden biri. Teknik olarak nasıl yapıldığı ayrı bir konu ama benim merak ettiğim yer altında su kaldı mı ki depolama yapılsın. Çünkü biliyoruz ki Türkiye’nin kar örtülü gün sayısı da azaldı. Yer altı sularının birikebilmesi için kalıcı kar birikimi olması gerekiyor. Yer altı su rezervleri ne durumda?
E.A: Türkiye’deki yer altı su rezervleri, gerek denetimsiz kuyu açma ve kullanmalar yüzünden, gerekse kışın depolanabilecek suyun depolanmayıp esas yazın çiftçilerin ihtiyacı olan sulama suyunun yetersiz kalması yüzünden gün geçtikçe azalmaktadır.
Kar yağışları azalmasına rağmen, yağdığı durumlarda bile tarihsel verilerle karşılaştırdığımızda çok daha erken ve hızlı eriyebilmektedir. Bundan dolayı eriyen kar suları toprakta emilemeden akarsular vasıtasıyla maalesef denizlerimize akmaktadır. Bunun önüne geçmek için karın yağdı en tepelerden başlayarak dere yataklarından geçirgen noktalara infiltrasyon depoları kurmak gerekmektedir. Bu depolar sayesinde sular temiz ve hızlı bir şekilde yeraltını besleyebilir. Bunun için devlet organları ile birlikte doğru noktalar belirlenip doğru ürün ve çözümlerde bu sorunumuzu çözmemiz mümkündür.
Seçili bölgelerde aktif olan ve yazın kuruyan ölü dereler vasıtasıyla çok değerli olan kar suyunun ve yağmur suyunun bizim infiltasyon depolarımız ile istasyonlarda toplanıp doğal yöntemler ile yeraltı suyunu beslemesi mümkündür. Bizim sistemlerimizle bu sorunu çözmek kısa vadede (1-5 yıl) çözmek mümkündür.
İklim Krizinin boyutunu anlatmak için yazdığım yazılar maalesef pek çok kişinin hoşuna gitmiyor. Çünkü kaygı yaratıyor, çocuklarımızın geleceğinin tehlike içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Bununla birlikte hemen her yazımda uzmanların “her şeye rağmen hala umut var” mesajını da iletiyorum, “eğer uyum çalışmaları yapılırsa” koşulunu da ekliyorum. İşte bugünkü yazı bu uyum çalışmalarından biri. İklim Krizini yok edemeyiz ama eğer gerekli önlemler alınabilirse uyumlu yaşamasını becerebiliriz. Tek koşul ne yapılacak ise ACİLEN ve DOĞRU yapılmalı.
İyi haber; bu sorunu ortadan kaldıracak çözümler var artık. Yazının ilerleyen bölümlerinde suyu iyi yöneten, kuraklığa çözüm olabilecek, iklim krizine uyumlu çalışmalar yapan harika bir ekip ile tanıştıracağım sizleri.
Sadece ülkemizin değil dünyanın çok önemli bir meselesinden söz ediyorum; su kıtlığı. Örneğin; Mexico City, Cape Town, Sao Paulo, Brezilya, Hindistan… Dünya haritasının üzerine rastgele koyun parmağınızı, su sorunu olmayan ülke yok. Ben de öyle yaptım parmağımı değil ama, Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün web sayfasını açtım ve bilgisayar imlecimi(Cursor) rastgele dolaştırdım dünya üzerinde. Genel olarak iç açıcı bir tablo yok globalde, ama ülkemiz çok kötüler arasında değil bir kere bu sevindirici bir durum. Sizler de bu siteye girip neyle karşı karşıyayız su ile ilgili bakabilirsiniz, ben edindiğim bilgilerin bir kısmını paylaşmak istiyorum. Şöyle ki; Türkiye Genel Su Riski’nde orta-yüksek risk kategorisinde; bu sevindirici haber çünkü hala umudumuz var demektir. Su stresi riskinde, Ege ve İç Anadolu bölgemiz yüksek riskte maalesef. Hatay da dâhil buna (Hatay geliniyim o yüzden ayrı bir önem veriyorum bölgemize). Su tükenmesi riskinde Konya, Karaman, Eskişehir, Uşak, İzmir, Hatay ve Şanlı Urfa yüksek risk sınıfında ne yazık ki. Daha pek çok bilgi var bu web sayfasında, merakı olanlar için linki bırakıyorum buraya.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Su probleminin sebebi bir değil birçok; iklim değişikliğinin yanı sıra, kentsel yayılma ve zayıf altyapının birleşmesi, bununla birlikte bir de sıcaklık. İnsanların daha fazla suya ihtiyaç duyması, daha fazla suyun buharlaşması ve elbette yıllar süren kötü su yönetiminin sonucu. İşte burada ele aldığım konu iyi su yönetimi. Su doğru yönetildiği takdirde sorunlar çözülebilir.
Peki, nedir iyi su yönetimi?
İşte bu sorunun yanıtı ile birlikte suyun yokluğuna, yani kuraklığa çözüm olabilecek çalışmalar gerçekleştiren bir ekibi tanıtmak istiyorum. Bu neden önemli? Uzmanların her daim söylediklerini tekrar hatırlatarak neden önemli olduğunu anlatmaya çalışayım. İklim krizi yok edilebilecek bir sorun değil ancak bu krizle uyumlu yaşayabilirsek dünya kaynakları insanoğluna yeter, aksi takdirde dünya yaşanmaz hale gelir. İşte suyu iyi yönetebilmek bir uyum çalışmasıdır.
Ne diyordum? İyi su yönetimi;
Suyun belirli yönetmelik ve standartlara göre daha verimli yönetimi ve kullanılmasına iyi su yönetimi deniliyor.
Nasıl yapılıyor? Kimler yapıyor? Su yokluğuna nasıl çözüm oluyor? İşin uzmanlarından öğrenmeye çalıştım. Hydrain Su ve Mühendislik Teknolojileri San.Tic.Ltd.Şti Genel Müdürü Eyüp Arslan bu konudaki sorularımı yanıtladı.
Her biri kendi alanında yirmi beş yılı aşkın deneyime sahip mimarlar, makina ve elektrik elektronik mühendislerinden oluşan Hydrain ekibinin ortak noktası doğaya âşık olmaları ve su stresi altında olan ülkemizin, uzmanların öngörülerine göre 2030 yılında su fakiri bir ülke olacağını bilmeleri.
Ekibin Genel Müdürü Arslan’a önce şu bilgileri aktardım.
Uzmanların açıklamalarına göre;
- Türkiye geneli nisan ayı yağışı, normalinin ve geçen yıl nisan ayı yağışının altında gerçekleşti. Yağışlar normaline göre %50, geçen yıl nisan ayı yağışlarına göre %67 azaldı.
- Birçok ilde azalma %80’i aştı
- Yani yağışlı gün sayısı 5.9 güne düştü. Kuraklık birçok bölgede etkisini göstermeye başladı.
SORU: Sizin çalışmalarınız kuraklığa çözüm mü?
E.A: Evet. Bizim çalışmalarımız kuraklık sorununun çözümlerinden biridir.
SORU: Nedir bu konudaki çalışmalarınız?
E.A: Biz, sel suyu yönetimi, yağmur suyu hasadı ve yeraltında içme suyu depolama çözümleri sunuyoruz.
Yağmur suyu hasadından söz edelim örneğin; kentsel ve kırsal alanlarda farklı çözümler uygulanır.
Kentsel alanlarda bina çatılarından ve yüzey sularından toplanan suların kaba filtrasyondan geçirilerek bölgeye yakın uygun depolama alanlarında saklanması ve ihtiyaç halinde bahçe sulamaları, bina içi rezervuarlarında (sifon) kullanılmak, vb. Amacıyla yeniden kullanılır. Buradaki amaçlardan biri hem yağmur suyundan faydalanmak hem de aynı zamanda belediyelerden gelen şebeke suyunun park ve bahçelerde sarf edilmesinin önüne geçmek. Kentsel ortamda yağmursuyu depolama sayesinde ayrıca bina iniş borularından yollara biriken yüzeysel suyun sel taşkın etkileri azalır.
Kırsal alanlarda ise hem sulama için depolanabilir (yukarıda belirtildiği gibi), hem de ihtiyaç fazlası su, uygun koşullar altında yeraltını beslemek amacıyla özel infiltrasyon depolarımız kurulmaktadır. Bu depolar ile hem sulama yapılabilir hem de yeraltına filtrelenmiş su bırakılır. Bu sayede hem yeraltı su seviyeleri yükselir, hem de şiddetli yağışlara karşı yerüstünde toprağın ememeyeceği suyun miktarı minimize edilir. Böylelikle sel taşkın riski azaltılır, toprak kaybının önüne geçilir ve yeraltı suları beslenmiş olur.
SORU: Az önce rakamları verdim. Yağmur yağışlı gün sayısı azalmış. Bu durumda yağmur suyu hasadı yapmak da zorlaşmıyor mu? Yağmur suyu hasadı bir çözüm olmaktan çıkar mı?
E.A: Mevsimsel bazda ele alındığında yağış rejiminin değiştiği aşikardır. Bunun yanı sıra iklim değişikliğinden ötürü deniz suyu sıcaklıklarının tarihsel boyutta çok yükselmesi sonucunda yağışlar daha kısa süreli ve daha şiddetli gerçekleşmektedir. Sonuç itibariyle bölgesel bazda yıllık yağış miktarlarında çok bir değişiklik söz konusu değildir. Kısa süreli ve daha şiddetli yağışları göz önüne aldığımda yağmur suyunun her düştüğü anda toplanması çok daha önem arz etmektedir.
SORU: Yer altında içme suyu depolama yöntemi de çözümlerinizden biri. Teknik olarak nasıl yapıldığı ayrı bir konu ama benim merak ettiğim yer altında su kaldı mı ki depolama yapılsın. Çünkü biliyoruz ki Türkiye’nin kar örtülü gün sayısı da azaldı. Yer altı sularının birikebilmesi için kalıcı kar birikimi olması gerekiyor. Yer altı su rezervleri ne durumda?
E.A: Türkiye’deki yer altı su rezervleri, gerek denetimsiz kuyu açma ve kullanmalar yüzünden, gerekse kışın depolanabilecek suyun depolanmayıp esas yazın çiftçilerin ihtiyacı olan sulama suyunun yetersiz kalması yüzünden gün geçtikçe azalmaktadır.
Kar yağışları azalmasına rağmen, yağdığı durumlarda bile tarihsel verilerle karşılaştırdığımızda çok daha erken ve hızlı eriyebilmektedir. Bundan dolayı eriyen kar suları toprakta emilemeden akarsular vasıtasıyla maalesef denizlerimize akmaktadır. Bunun önüne geçmek için karın yağdı en tepelerden başlayarak dere yataklarından geçirgen noktalara infiltrasyon depoları kurmak gerekmektedir. Bu depolar sayesinde sular temiz ve hızlı bir şekilde yeraltını besleyebilir. Bunun için devlet organları ile birlikte doğru noktalar belirlenip doğru ürün ve çözümlerde bu sorunumuzu çözmemiz mümkündür.
Seçili bölgelerde aktif olan ve yazın kuruyan ölü dereler vasıtasıyla çok değerli olan kar suyunun ve yağmur suyunun bizim infiltasyon depolarımız ile istasyonlarda toplanıp doğal yöntemler ile yeraltı suyunu beslemesi mümkündür. Bizim sistemlerimizle bu sorunu çözmek kısa vadede (1-5 yıl) çözmek mümkündür.
İklim Krizinin boyutunu anlatmak için yazdığım yazılar maalesef pek çok kişinin hoşuna gitmiyor. Çünkü kaygı yaratıyor, çocuklarımızın geleceğinin tehlike içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Bununla birlikte hemen her yazımda uzmanların “her şeye rağmen hala umut var” mesajını da iletiyorum, “eğer uyum çalışmaları yapılırsa” koşulunu da ekliyorum. İşte bugünkü yazı bu uyum çalışmalarından biri. İklim Krizini yok edemeyiz ama eğer gerekli önlemler alınabilirse uyumlu yaşamasını becerebiliriz. Tek koşul ne yapılacak ise ACİLEN ve DOĞRU yapılmalı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.