Independent Türkçe’nin Astrophysical Journal’da yayımlanan çalışmasına dayandırdığı haberinde, Dünya’dan yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve bu yıl James Webb Uzay Teleskobu tarafından belgelenmesi planlanan TRAPPIST-1e gezegenini inceleyen araştırmacılar yer aldı.
Bu gezegenin değişen atmosferi, karbondioksit ve aşırı hava koşulları seviyeleri sebebiyle Dünya’daki atmosferle karşılaştırıldı.
İsrail’deki HU Fredy & Nadine Herrmann Institute of Earth Sciences’tan (HU Fredy & Nadine Herrmann Yer Bilimleri Enstitüsü) Dr. Assaf Hochman, ”Diğer gezegenlerdeki yaşam varlığı için kritik öneme sahip bu iki değişken şu anda tarihte ilk kez derinlemesine inceleniyor” dedi: ”Geliştirdiğimiz araştırma sistemi, James Webb Uzay Teleskobu’ndan gelen gözlemsel verilerle birlikte, bilim insanlarının başka birçok gezegenin atmosferini bu gezegenleri fiziksel olarak ziyaret edecek bir uzay ekibi göndermek zorunda kalmadan verimli şekilde değerlendirmelerini sağlayacak. Bu, hangi gezegenlerin insan yerleşimi için iyi adaylar olduğu konusunda bilinçli kararlar vermemize ve hatta belki de bu gezegenlerde yaşam bulmamıza yardımcı olacak.”
Araştırmacılar, TRAPPIST-1e gezegeninin Dünya’dan önemli ölçüde daha hassas bir atmosferi olduğunu buldu.
Ayrıca araştırmacılar, gezegenin bir tarafının devamlı güneşine bakması sebebiyle bu gezegenin sera gazlarındaki artışın, Dünya’da meydana gelebileceklerden daha şiddetli iklim değişikliklerine yol açabileceğini de öngörüyor.
İnsanlar dünyada yayıldıkça daha yaşanabilir gezegenler aramak hayati önem taşıyor. Çin; Mars’ta üs kurma, gezegen çapında gelişim sağlama ve kargo taşımak için bir ”gökyüzü merdiveni” inşa etme planları yaparken Elon Musk da Kızıl Gezegen’in kolonileştirilmesinin büyük bir destekçisi oluyor.
Bilim insanları bir zamanlar Dünya dışı yaşamı aramak için en iyi yerin, suyun bir gezegenin yüzeyinde sıvı halde kaldığı dar yörünge aralığı olan, yıldızlarının yaşanabilir ya da ”Goldilocks” bölgelerindeki gezegenler olacağını düşünüyordu.
Ama şimdi bazı süper Dünya ötegezegenlerinin (Dünya’nın kütlesinin 2 ila 10 katı kayalık gezegenler) Dünya’yla Güneş arasındaki mesafeden 10 kat daha uzak yaşam formları için yaşanabilir kalabileceği düşünülüyor.
Diğer gezegenler, kalın hidrojen-helyum atmosferine sahiplerse güneş sistemlerinden atıldıktan sonra bile 10 milyarlarca yıl yaşanabilir kalabilir. Bu nedenle, bir gezegenin atmosferini erken tespit etme becerisi, türlerin yıldızlar arasında yayılması için hayati öneme sahip olabilir.
Bu gezegenin değişen atmosferi, karbondioksit ve aşırı hava koşulları seviyeleri sebebiyle Dünya’daki atmosferle karşılaştırıldı.
İsrail’deki HU Fredy & Nadine Herrmann Institute of Earth Sciences’tan (HU Fredy & Nadine Herrmann Yer Bilimleri Enstitüsü) Dr. Assaf Hochman, ”Diğer gezegenlerdeki yaşam varlığı için kritik öneme sahip bu iki değişken şu anda tarihte ilk kez derinlemesine inceleniyor” dedi: ”Geliştirdiğimiz araştırma sistemi, James Webb Uzay Teleskobu’ndan gelen gözlemsel verilerle birlikte, bilim insanlarının başka birçok gezegenin atmosferini bu gezegenleri fiziksel olarak ziyaret edecek bir uzay ekibi göndermek zorunda kalmadan verimli şekilde değerlendirmelerini sağlayacak. Bu, hangi gezegenlerin insan yerleşimi için iyi adaylar olduğu konusunda bilinçli kararlar vermemize ve hatta belki de bu gezegenlerde yaşam bulmamıza yardımcı olacak.”
Araştırmacılar, TRAPPIST-1e gezegeninin Dünya’dan önemli ölçüde daha hassas bir atmosferi olduğunu buldu.
Ayrıca araştırmacılar, gezegenin bir tarafının devamlı güneşine bakması sebebiyle bu gezegenin sera gazlarındaki artışın, Dünya’da meydana gelebileceklerden daha şiddetli iklim değişikliklerine yol açabileceğini de öngörüyor.
İnsanlar dünyada yayıldıkça daha yaşanabilir gezegenler aramak hayati önem taşıyor. Çin; Mars’ta üs kurma, gezegen çapında gelişim sağlama ve kargo taşımak için bir ”gökyüzü merdiveni” inşa etme planları yaparken Elon Musk da Kızıl Gezegen’in kolonileştirilmesinin büyük bir destekçisi oluyor.
Bilim insanları bir zamanlar Dünya dışı yaşamı aramak için en iyi yerin, suyun bir gezegenin yüzeyinde sıvı halde kaldığı dar yörünge aralığı olan, yıldızlarının yaşanabilir ya da ”Goldilocks” bölgelerindeki gezegenler olacağını düşünüyordu.
Ama şimdi bazı süper Dünya ötegezegenlerinin (Dünya’nın kütlesinin 2 ila 10 katı kayalık gezegenler) Dünya’yla Güneş arasındaki mesafeden 10 kat daha uzak yaşam formları için yaşanabilir kalabileceği düşünülüyor.
Diğer gezegenler, kalın hidrojen-helyum atmosferine sahiplerse güneş sistemlerinden atıldıktan sonra bile 10 milyarlarca yıl yaşanabilir kalabilir. Bu nedenle, bir gezegenin atmosferini erken tespit etme becerisi, türlerin yıldızlar arasında yayılması için hayati öneme sahip olabilir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.