Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Ermeni asıllı Amerikalı avukatların sigorta tazminatı soygunu
1986 yılında, Los Angeles’te (LA), Ermeni asıllı üç Amerikalı avukat, Vartkes Jeghian (Yağcıyan), Marc Geragos ve L.A. Baro Başkanı Brian Kabateck, “soykırımı”nda ölenlerin hayat sigortaları için sigorta şirketlerine dava açarak para kazanmaya karar verirler. Osmanlı döneminde bazı Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşlarının sigortalardan alacaklarını, onların varisleri adına tahsil etmek amacıyla bir kampanya başlatırlar. 1999 yılında New York Hayat Sigortası Şirketi’ne, üç yıl sonra da Fransız AXA Sigorta Şirketi’ne dava açarlar. Bu iki şirketten 37,5 (otuzyedibuçuk) milyon Dolar tazminat parası alırlar.
Tazminat taleplerinin haklı olup olmadığının saptanması için Ermeni asıllı üç Fransız’ın üye olduğu bir Heyet oluşturulur. AXA’dan alınacak paranın dağıtımının kontrolünü de ellerinde tutmak isteyen Kabateck, Yağcıyan ve Geragos, bu Heyet’e atama yapılmadan aylar önce, Los Angeles‘te yürütülen tazminat sürecine sunulan belgelerin önemli bir bölümünü, bu konudaki e-posta yazışmalarını ve mahkeme zabıtlarını bir araya getirirler. Glendale’de bir mahkemenin Ermeni tercümanını da, talepleri ele alacak “koordinatör”olarak atarlar. Böylece, AXA’dan alınan paranın dağıtımının da kendi denetimlerinde olmasını sağlarlar.
Poliçe sahiplerinin ardıllarına önce e-posta ile “taleplerinin kabul edilebilir bulunduğu” bilgisi verilir. Bu kişiler, kendilerine iletilen belgeyi imzalarlar ve ön ödeme olarak bir çek alırlar. Gerisi gelmez. Ermenilerin, ailelerinden kaldığını iddia ettikleri, Fransız sigorta poliçelerinin % 92’si, geçersiz veya sahte olduğu gerekçesiyle reddedilir. Böylece sigortadan alınan paranın büyük kısmı, “hak sahiplerine dağıtılamayan paralar” havuzunda kalır. Mahkeme zabıtlarına göre, tazminat taleplerinin sadece % 8’ine olumlu yanıt verilmiş. Sonuçta milyonlarca Dolar, “ Ermeni hayır derneklerine” verilmek üzere hesapta kalmış.
Oysa L.A. Times’ın gazetecileri, arşivleri tarayarak, kabul edilmemiş ancak geçerli belgelere rastlamışlar ve sağlam kanıtlara rağmen taleplerin reddedildiğini saptamışlar.
Sylvia Bergin adında bir İngiliz emeklisi, büyük babasının sigorta poliçesini, doğum belgelerini, polis raporlarını ve pasaportları sunarak tazminat talebinde bulunmuş. Sigortalının oturduğu yer ile sigorta poliçesinin hazırlandığı yer Rodosto (Tekirdağ/Türkiye) aynı değil diye talep reddedilmiş.
Tazminat konularına bakan Koordinatör Parseğ Kartalyan bu konu kendisine sorulduğunda, beyin ameliyatı olduğu için belleğini kaybettiğini ileri sürmüş!
L.A. bürosu, taleplerin yaklaşık dörtte birini 2009 yılında Fransa’daki Heyet’e yollamış. Heyet L.A.’daki uzmanlar tarafından, “reddi gerekir” notu düşülen taleplerin çoğunun kabul edilebilir olduğu sonucuna varmış. Ama Avukat Geragos’un, Fransa’daki Heyet üyelerini, kendilerine karşı dava açılabileceği tehdidi sonunda Heyet, 13.856 talepten, 12.795’ini reddetmiş. Örneğin ikiz kardeşlerden biri, tazminat taleplerini aynı gün, aynı postaneden yolladıklarını ama sadece birinin talebinin onaylandığını yazmış. Büyükbabalarının sigorta poliçesini sunan altı yeğen aynı kanıtları göstermişler, bunlardan sadece üçüne çek yollanmış.
Kabateck in ortaklarından olan Şant Karnikyan, L.A Times‘a yazdığı bir mektupta, “avukatların eline geçen paraların yağmalamasının ardında, talepleri değerlendirme görevlisi ile bir başka avukat vardı.” demiş.
Üç Ermeni avukat, Ermenilerin varislerine dağıtmak için aldıkları paranın 7 milyon Dolar’dan fazlasını, “dava masrafı ve avukatlık ücreti” olarak kendi hesaplarına, kalanın büyük kısmını da yandaş hesaplara geçirmişler.
Geragos, Yağcıyan ve Kabateck, AXA’dan alınan ve Fransa’da yaşayan yaklaşık 600.000 Ermeni asıllı kişiyi ilgilendiren tazminattan önce en az 3 milyon Doların, daha sonra da ödenmeyen tazminatlardan artan paraların, Fransa’daki Ermeni toplumunun çıkarlarını korumak için oluşturulacak bir Hayır Vakfı’na ödeneceğini ve bu paranın hayır işlerine en uygun şekilde dağıtılması için bir Komite oluşturulacağını açıklamışlar. Bu Vakıf hiçbir zaman kurulmamış. Avukatlar -mahkeme kayıtlarına göre- sivil topluma aktarılması planlanan fonları kendi seçtikleri bazı hayır derneklerine yollamışlar.
Tazminatın yaklaşık 1 milyon Doları, Loyola Hukuk Fakültesi (Loyola Law School) hesabına yatırılmış. Okulun iki Ermeni avukatın denetiminde olduğu ortaya çıkmış. Geragos ile Yağcıyan’ın çocukları bu okuldan hukuk diploması almışlar. Okul yönetimi, New York Hayat Sigortası ile AXA tazminat parasından 1,4 milyon Dolar hibe aldıklarını açıklamış. Ancak, avukatların yargıca verdikleri listede, Loyola Okulu’na sadece 400.000 Dolar verildiği yazılmış. Fransa’da Ermeni Hayır Dernekleri Çatı Örgütü AGBU’ya verildiği belirtilen 350.000 Dolar da Loyola’ya ödenmiş. AXA arşivlerindeki elliden fazla Banka dosyasında ve Loyola Hukuk Okulu kütüphanesinde bulunan belgelerde çok sayıda usulsüzlük saptanmış.
Fransız Ermeni toplumu ile ilişkisi bulunmayan bazı örgütlere de para dağıtılmış. Kabateck, bizzat kurduğu L.A. Kent Konseyi Komşuluk Bürosu Hukuk Servisi’ne 25.000 Dolar ödemiş.
Kabacek, Yağcıyan ve Geragos tarafından mahkemeye sunulan listede para ödendiği belirtilen bazı kiliseler, para almadıklarını bildirmişler.
Geragos, Ermeni Apostolik Kilisesi’ne 450.000 Dolar hibe yapıldığını söylemiş ancak Kilise’nin merkez teşkilatı ile Fransa’daki Ermeni Kilisesi, böyle bir para almadıklarını beyan etmişler.
The LA Times araştırmacılarının, avukatların bazı dini örgütlere ödendiğini söyledikleri 750.000 Dolar konusunda temas ettikleri kilise yetkilileri, böyle bir hibe kaydı bulunmadığını söylemişler. Avukatlar hâkime, 100.000 Doların, Ermeni Katolik ve Ermeni Protestan Kiliselerine verildiğini söylemişler. Kilise yetkilileri ise böyle bir para almadıklarını belirtmişler.
AXA fonlarından ödenen tazminatlar arasında yer alan Suriyeli Zaven Halepliyan’a 574,425 Dolar ödendiği görülmüş. Bu para bir kişiye ödenen en yüksek tazminatmış. Ancak, Fransız Tazminat Komitesi, Halepliyan’ın bu tazminattan haberi olmadığını hatta tazminat talebinde bile bulunmadığını saptamış. Bunun üzerine hem Yağcıyan , hem de Fransız Komitesi konuyu araştırmaya başlamışlar. Yağcıyan Halepliyan’ı Halep’te bulmuş. ABD’ye gelerek mahkemeye ifade vermesini sağlamış. Halepliyan kendi adına çekler yazılmış olduğunu duyunca şok geçirdiğini, tazminat tahsil belgelerinde adı Fındıklıyan olarak geçen, sözde ataları hakkında hiçbir bilgisi olmadığını belirtmiş.
Yapılan inceleme, yüz binlerce Doların kimliği açıkça belli olmayan kişilere ödendiğini ortaya çıkarmış. Mahkeme kayıtlarına ve mali belgelere göre bunlar arasında Bağdat’ta ikamet eden Aşot Mikhitaryan adında bir Ermeni varmış. Mahkeme kayıtlarına göre bu kişiye, toplamı 400.000 Dolara ulaşan 5 çek verilmiş. Yağcıyan ve ortakları, bu kişiyi bulmak için Ermenistan ve Irak Hükümetleri’ne başvurmuşlar. Ama böyle bir kişiye rastlanmamış. Bu durumu kanıtlayan belgeler Mahkeme’ye sunulmuş. Banka kayıtları Mikhitaryan adına yazılan çeklerin, Güney Kaliforniya’da nakde çevrildiğini göstermiş.
Los Angeles Times, 574,425 Dolar ödendiği ileri sürülen Halepliyan ile Mikhitaryan konusunu kamuoyuna açıklamış. Tazminat Komitesi ve Mahkeme bu iki örnekle ilgili belgeleri incelemek isteyince, belgelerin dosyadan kaybolduğu! anlaşılmış. Bunlar dışında Suriyelilere, Iraklılara ve bir düzine başka kişiye ödendiği ileri sürülen 2.000.000 Dolarla ilgili belgelerin tümünün de yok edildiği ortaya çıkmış.
Atlanta’da yaşayan June Howard, “soykırımı olaylarından” önce Amerika’ya göç etmiş olan Ermeni büyükbabasına ve akrabalarına ait olduğunu söylediği 17 değişik poliçe sunmuş. Bu belgeler Bodros Bazyan adınaymış. Ancak talebi sunan ile poliçe sahibi arasında bir akrabalık bağı bulunduğu kanıtlanamamış. Buna rağmen kadının talepleri kabul edilmiş ve kendisine 100.000 Dolar ödenmiş. Howard 2019’da ölmüş. Ailesi önce basına konuşmayı kabul etmiş ama soruları görünce vazgeçmiş.
Beverly Hills’te ikamet eden bir başka avukat, Beri Boyacıyan da bu olaylara karışanlardan biri. Banka hesaplarını inceleyen Komite üyeleri ile Yağcıyan, kimi şahıslara ödenen banka çeklerinin arka yüzünde Boyacıyan’ın imzasının bulunduğunu saptamışlar. Bu çeklerin toplamı 312.000 Doları bulmaktaymış.
Boyacıyan’ın bu konudaki rolü Kartalyan’a sorulduğunda, onun tazminat talepleri konusunda alınan kararlarda rolü olmayan bir danışman olduğunu söylemiş. Ama Mahkeme kayıtlarına göre Boyacıyan, Kartalyan’ın eşi ve kayınvalidesi adına yazılmış 90.000 Dolarlık çeki de tahsil eden kişi. Boyacıyan, en yakın arkadaşlarından biri olan Kaliforniya milletvekili Walter Karabiyan’ın kız kardeşi adına yazılmış 23.805 Dolarlık bir çeki de tahsil etmiş.
Tazminat talebinde bulunmamış olan Suriye’li Halepliyan’ın da, Boyacıyan’ın çocukluk arkadaşı olduğu ortaya çıkmış. Onun adına yazılmış olan yarım milyon Dolarlık çekin karşılığı, Boyacıyan tarafından bir L.A. bankasında, Halepliyan adına ama Halepliyan’ın haberi olmadan açılan bir hesaba yatırılmış.
Araştırmalara göre bankacı Avedis “Avo” Markaryan, Boyacıyan’ın çok eski bir arkadaşı ve kişisel bankeri. AXA tazminat taleplerinin ele alındığı dönemde L.A. Pacific Western Bankası’nda görevliymiş. Boyacıyan’ın demet demet çek getirdiğini, kendisinin de uzun zamandır arkadaşı olan Boyacıyan’ın getirdiği bu çekleri, iyi incelemeden işleme koyduğunu kabul etmiş. AXA fonlarının usulsüz dağıtımında Pacific Western Bankası’nın oynadığı rol ortaya çıkmadan önce Banka, Markaryan’ın görevine son vermiş.
Hesapların denetlenmesi gündeme gelince, Geragos ve Kabateck tazminat talepleri konusunun denetlenmesini önce reddetmişler ancak Fransa Tazminat Komitesi yargıya başvurduktan sonra, konunun temelden araştırılmasını kabul etmişler.
Bu hukuk sürecini başlatan Yağcıyan da soruşturmaya konu olmuş. Geragos ve Kabateck, Yağcıyan’ı ve avukat olan eşini dava etmişler. Onları, “soykırımı parasından hayır derneklerine aktarılan paraları yağmalamakla” suçlamışlar. Yağcıyan ve eşini, eğitim alanında görev yapan hayır derneklerine ayrılan paranın yaklaşık 300.000 Dolarını kendi kızlarına ödemekle suçlamışlar.
Yağcıyan kendisine ödenen paranın 31.000 dolarını iade ederek davayı sonuçlandırmış ve ölmeden önce, tazminat hesapları konusundaki yazışmaları, banka hesaplarını ve mahkeme zabıtlarını içeren bir dosya hazırlamış; Geragos, Kabateck ve Boyacıyan hakkındaki suçlamaları “AXA sahtekarlığı” başlığını taşıyan, 20 sayfalık bir belgede toplamış.
Geragos Firması’nın ortağı Ben Meisalas, L.A. Times gazetesinin yönelttiği soruları “aşağılayıcı, yanlış ve tuhaf” olarak nitelemiş. Bu suçlamaların Baro, yerel ve Federal makamlarla, Federal Mahkeme Başkanı tarafından reddedildiğini belirtmiş. Federal makamların Yağcıyan’ın şikâyetlerini inceleyip incelemediği ise belli değil.Yağcıyan 2013 yılında FBI’ın, “yetkili yargıç bizzat devreye girip talep etmeden Federal Adalet Bakanlığı’nın hiçbir soruşturma yapılmayacağını” belirttiğini söylemiş.
Yağcıyan ve Fransız Tazminat Komitesi, yargıç Christina Snyder’den beş kez, bu konuyu araştırmasını istemişler. 2000 yılından bu yana “Soykırımı” davalarına bakan hâkim Snyder, 5 milyon Dolar tazminat parasının eksikliği hakkında yeni bir soruşturma açmayacağını açıklamış.
Bu konuda daha sonra açılan dosyalar da kapatılmış. The L.A.Times dosyaları inceleme talebinde bulunduğunda, bu talebe karşı çıkan tek avukat Geragos olmuş. Hâkim de onu desteklemiş. L.A. savcılığı 2016 yılında, konuyu yeniden açmak istediğinde ise zaman aşımı engeli ile karşılaşılmış.
Kabateck ve Geragos, 2014 yılı ilkbaharında tazminat davaları dosyasını kapatmak istemişler. AXA Tazminatı Komitesi’ne başvurarak avukatlar hakkında açılabilecek davalardan vazgeçmelerini talep etmişler. Komite bu talebi reddetmiş. Geragos da yargıçtan, Komite üyelerinin araştırmayı sürdürmek için yapacakları seyahat masrafları için talep ettikleri 30.000 Doların ödenmemesini istemiş. Yargıç Snyder, Komite üyelerine sadece 3.000 Dolar tahsis ederek ret kararının temyiz edilmesini engellemiş. Ama aynı hâkim, Geragos ve Kabateck’in, 1 milyon Dolarlık mahkeme ve avukatlık giderini onaylamış. Bu paranın 450.000 Doları, Geragos‘un şirketine ödenmiş.
Yargıç Snyder 2016 yılında dosyayı kapatmış. Kabateck Snyder’e, Ermeni Asıllı Avukatlar Barosu adına ödül vermiş. Yargıç şerefine düzenlenen yemekte, “her yargıç Sayın Christina Snyder’i örnek almalıdır. Kendisi herkese sabır göstermiş ama mahkeme salonundaki kontrolünü de kaybetmemiştir. Hukukun girdisini çıktısını iyi bilen bir yargıçtır.” demiş.
Tazminat talebi sürecini başlatan Yağcıyan, Kabateck ve Geragos’a yazdığı mesajlarda, “Şikâyet edenlerin kendisinin ve diğer avukatların, Türklerden daha kötü olduklarını.” yazdıklarını söylemiş.
Yağcıyan, hâkime yazdığı bir yazıda, bağımsız bir denetçinin görevlendirilmesini istemiş. Geragos ve Kabateck yargıca verdikleri yanıtta, “yargının tazminat dosyalarının yeniden gözden geçirmesini kabul etmediklerini” söylemişler. Yargıç da bağımsız denetçi atama talebini reddetmiş.
Fransa’daki Tazminat Heyeti üyeleri, Şubat 2011’de L.A.’dan, Kabateck ve Geragos’un, Tazminat Komiteleri’ni lağvetmeye ve dünyanın dört bir yanından gelen talep dosyalarını, tarihsel değeri olmayan belgeler” gerekçesi ile imha etmeğe karar verdikleri masajını almışlar. Yargıcın, belgelerin imha edilmesi talebini kabul etmemesi üzerine Komite üyelerinden bir bölümü L.A.’a giderek, belgeleri incelemek istemişler.
Kabateck,Komite üyelerini kabul edecek vakti olmadığını bildirmiş. Geragos ise “bu dosya benim için artık kapanmıştır.” cevabını vermiş. Fransız Komitesi’nin doğrudan başvurduğu Yargıç Snyder, Komite üyelerinin belgeleri incelemelerine izin vermiş. Bu incelemeler sonucunda ciddi usulsüzlükler saptanmış ama sonuç alınamamış.
Sigortalardan alınan tazminat konusu hala savsaklanmakta. Fransa’daki Tazminat Komitesi ile bir avuç talep sahibi, Fransa Barosu’na şikâyette bulunmuşlar. Baro, 2018’de, Boyacıyan’ın avukatlık yetkisini elinden almış.
ABD Barosu, Yağcıyan’a soruşturma açmış ve eşini Baro’’dan çıkarmak için başarısız bir girişimde bulunmuş. Ancak Baro, Kabateck ve Geragos’a karşı harekete geçmemiş.
Fransa Barosu üyelerinden Şnorhokyan, ABD Barosu’na ve diğer ABD soruşturma makamlarına, Geragos ve Kabateck’in bu dosyaları suiistimal ettiklerine ve yolsuzluk yaptıklarına dair belgeleri yollamaya devam ediyor. “Ben sadece adaletin yerini bulmasını istemekteyim. Sonuna kadar mücadele edeceğim.” diyor.
Yağcıyan kendini savunma olanağını bulamadan 2017’de öldü. Aynı yıl You Tube’da yayımlanan bir demecinde, Ermeni toplumunun bu tazminat sahtekârlığını ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmaları desteklediğini söyledi. “Kirli çamaşırlarımızı başkalarına açıklamamak tipik bir Ermeni davranışıdır.” dedi.
Not: Bu yazı, Büyükelçi (E) Pulat Yüksel Tacar’ın, Amerikalı gazeteciler Harriet Ryan, Matt Hamilton ile Paris ve Erivan’da gazetecilik yapan Astrig Agopyan’ın “KALİFORNİYA TİMES SORUŞTURMALARI (Mart 2023)” başlıklı raporundan yaptığı geniş çeviriden yararlanılarak yazılmıştır. Büyükelçi (E) Tacar’ın, Los Angeles Times’ın ortaya çıkardığı bu dolandırıcılık olayı konusundaki değerlendirmesine de, iznini alıp, önümüzdeki günlerden birinde köşemde yer vermeyi düşünüyorum.
1986 yılında, Los Angeles’te (LA), Ermeni asıllı üç Amerikalı avukat, Vartkes Jeghian (Yağcıyan), Marc Geragos ve L.A. Baro Başkanı Brian Kabateck, “soykırımı”nda ölenlerin hayat sigortaları için sigorta şirketlerine dava açarak para kazanmaya karar verirler. Osmanlı döneminde bazı Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşlarının sigortalardan alacaklarını, onların varisleri adına tahsil etmek amacıyla bir kampanya başlatırlar. 1999 yılında New York Hayat Sigortası Şirketi’ne, üç yıl sonra da Fransız AXA Sigorta Şirketi’ne dava açarlar. Bu iki şirketten 37,5 (otuzyedibuçuk) milyon Dolar tazminat parası alırlar.
Tazminat taleplerinin haklı olup olmadığının saptanması için Ermeni asıllı üç Fransız’ın üye olduğu bir Heyet oluşturulur. AXA’dan alınacak paranın dağıtımının kontrolünü de ellerinde tutmak isteyen Kabateck, Yağcıyan ve Geragos, bu Heyet’e atama yapılmadan aylar önce, Los Angeles‘te yürütülen tazminat sürecine sunulan belgelerin önemli bir bölümünü, bu konudaki e-posta yazışmalarını ve mahkeme zabıtlarını bir araya getirirler. Glendale’de bir mahkemenin Ermeni tercümanını da, talepleri ele alacak “koordinatör”olarak atarlar. Böylece, AXA’dan alınan paranın dağıtımının da kendi denetimlerinde olmasını sağlarlar.
Poliçe sahiplerinin ardıllarına önce e-posta ile “taleplerinin kabul edilebilir bulunduğu” bilgisi verilir. Bu kişiler, kendilerine iletilen belgeyi imzalarlar ve ön ödeme olarak bir çek alırlar. Gerisi gelmez. Ermenilerin, ailelerinden kaldığını iddia ettikleri, Fransız sigorta poliçelerinin % 92’si, geçersiz veya sahte olduğu gerekçesiyle reddedilir. Böylece sigortadan alınan paranın büyük kısmı, “hak sahiplerine dağıtılamayan paralar” havuzunda kalır. Mahkeme zabıtlarına göre, tazminat taleplerinin sadece % 8’ine olumlu yanıt verilmiş. Sonuçta milyonlarca Dolar, “ Ermeni hayır derneklerine” verilmek üzere hesapta kalmış.
Oysa L.A. Times’ın gazetecileri, arşivleri tarayarak, kabul edilmemiş ancak geçerli belgelere rastlamışlar ve sağlam kanıtlara rağmen taleplerin reddedildiğini saptamışlar.
Sylvia Bergin adında bir İngiliz emeklisi, büyük babasının sigorta poliçesini, doğum belgelerini, polis raporlarını ve pasaportları sunarak tazminat talebinde bulunmuş. Sigortalının oturduğu yer ile sigorta poliçesinin hazırlandığı yer Rodosto (Tekirdağ/Türkiye) aynı değil diye talep reddedilmiş.
Tazminat konularına bakan Koordinatör Parseğ Kartalyan bu konu kendisine sorulduğunda, beyin ameliyatı olduğu için belleğini kaybettiğini ileri sürmüş!
L.A. bürosu, taleplerin yaklaşık dörtte birini 2009 yılında Fransa’daki Heyet’e yollamış. Heyet L.A.’daki uzmanlar tarafından, “reddi gerekir” notu düşülen taleplerin çoğunun kabul edilebilir olduğu sonucuna varmış. Ama Avukat Geragos’un, Fransa’daki Heyet üyelerini, kendilerine karşı dava açılabileceği tehdidi sonunda Heyet, 13.856 talepten, 12.795’ini reddetmiş. Örneğin ikiz kardeşlerden biri, tazminat taleplerini aynı gün, aynı postaneden yolladıklarını ama sadece birinin talebinin onaylandığını yazmış. Büyükbabalarının sigorta poliçesini sunan altı yeğen aynı kanıtları göstermişler, bunlardan sadece üçüne çek yollanmış.
Kabateck in ortaklarından olan Şant Karnikyan, L.A Times‘a yazdığı bir mektupta, “avukatların eline geçen paraların yağmalamasının ardında, talepleri değerlendirme görevlisi ile bir başka avukat vardı.” demiş.
Üç Ermeni avukat, Ermenilerin varislerine dağıtmak için aldıkları paranın 7 milyon Dolar’dan fazlasını, “dava masrafı ve avukatlık ücreti” olarak kendi hesaplarına, kalanın büyük kısmını da yandaş hesaplara geçirmişler.
Geragos, Yağcıyan ve Kabateck, AXA’dan alınan ve Fransa’da yaşayan yaklaşık 600.000 Ermeni asıllı kişiyi ilgilendiren tazminattan önce en az 3 milyon Doların, daha sonra da ödenmeyen tazminatlardan artan paraların, Fransa’daki Ermeni toplumunun çıkarlarını korumak için oluşturulacak bir Hayır Vakfı’na ödeneceğini ve bu paranın hayır işlerine en uygun şekilde dağıtılması için bir Komite oluşturulacağını açıklamışlar. Bu Vakıf hiçbir zaman kurulmamış. Avukatlar -mahkeme kayıtlarına göre- sivil topluma aktarılması planlanan fonları kendi seçtikleri bazı hayır derneklerine yollamışlar.
Tazminatın yaklaşık 1 milyon Doları, Loyola Hukuk Fakültesi (Loyola Law School) hesabına yatırılmış. Okulun iki Ermeni avukatın denetiminde olduğu ortaya çıkmış. Geragos ile Yağcıyan’ın çocukları bu okuldan hukuk diploması almışlar. Okul yönetimi, New York Hayat Sigortası ile AXA tazminat parasından 1,4 milyon Dolar hibe aldıklarını açıklamış. Ancak, avukatların yargıca verdikleri listede, Loyola Okulu’na sadece 400.000 Dolar verildiği yazılmış. Fransa’da Ermeni Hayır Dernekleri Çatı Örgütü AGBU’ya verildiği belirtilen 350.000 Dolar da Loyola’ya ödenmiş. AXA arşivlerindeki elliden fazla Banka dosyasında ve Loyola Hukuk Okulu kütüphanesinde bulunan belgelerde çok sayıda usulsüzlük saptanmış.
Fransız Ermeni toplumu ile ilişkisi bulunmayan bazı örgütlere de para dağıtılmış. Kabateck, bizzat kurduğu L.A. Kent Konseyi Komşuluk Bürosu Hukuk Servisi’ne 25.000 Dolar ödemiş.
Kabacek, Yağcıyan ve Geragos tarafından mahkemeye sunulan listede para ödendiği belirtilen bazı kiliseler, para almadıklarını bildirmişler.
Geragos, Ermeni Apostolik Kilisesi’ne 450.000 Dolar hibe yapıldığını söylemiş ancak Kilise’nin merkez teşkilatı ile Fransa’daki Ermeni Kilisesi, böyle bir para almadıklarını beyan etmişler.
The LA Times araştırmacılarının, avukatların bazı dini örgütlere ödendiğini söyledikleri 750.000 Dolar konusunda temas ettikleri kilise yetkilileri, böyle bir hibe kaydı bulunmadığını söylemişler. Avukatlar hâkime, 100.000 Doların, Ermeni Katolik ve Ermeni Protestan Kiliselerine verildiğini söylemişler. Kilise yetkilileri ise böyle bir para almadıklarını belirtmişler.
AXA fonlarından ödenen tazminatlar arasında yer alan Suriyeli Zaven Halepliyan’a 574,425 Dolar ödendiği görülmüş. Bu para bir kişiye ödenen en yüksek tazminatmış. Ancak, Fransız Tazminat Komitesi, Halepliyan’ın bu tazminattan haberi olmadığını hatta tazminat talebinde bile bulunmadığını saptamış. Bunun üzerine hem Yağcıyan , hem de Fransız Komitesi konuyu araştırmaya başlamışlar. Yağcıyan Halepliyan’ı Halep’te bulmuş. ABD’ye gelerek mahkemeye ifade vermesini sağlamış. Halepliyan kendi adına çekler yazılmış olduğunu duyunca şok geçirdiğini, tazminat tahsil belgelerinde adı Fındıklıyan olarak geçen, sözde ataları hakkında hiçbir bilgisi olmadığını belirtmiş.
Yapılan inceleme, yüz binlerce Doların kimliği açıkça belli olmayan kişilere ödendiğini ortaya çıkarmış. Mahkeme kayıtlarına ve mali belgelere göre bunlar arasında Bağdat’ta ikamet eden Aşot Mikhitaryan adında bir Ermeni varmış. Mahkeme kayıtlarına göre bu kişiye, toplamı 400.000 Dolara ulaşan 5 çek verilmiş. Yağcıyan ve ortakları, bu kişiyi bulmak için Ermenistan ve Irak Hükümetleri’ne başvurmuşlar. Ama böyle bir kişiye rastlanmamış. Bu durumu kanıtlayan belgeler Mahkeme’ye sunulmuş. Banka kayıtları Mikhitaryan adına yazılan çeklerin, Güney Kaliforniya’da nakde çevrildiğini göstermiş.
Los Angeles Times, 574,425 Dolar ödendiği ileri sürülen Halepliyan ile Mikhitaryan konusunu kamuoyuna açıklamış. Tazminat Komitesi ve Mahkeme bu iki örnekle ilgili belgeleri incelemek isteyince, belgelerin dosyadan kaybolduğu! anlaşılmış. Bunlar dışında Suriyelilere, Iraklılara ve bir düzine başka kişiye ödendiği ileri sürülen 2.000.000 Dolarla ilgili belgelerin tümünün de yok edildiği ortaya çıkmış.
Atlanta’da yaşayan June Howard, “soykırımı olaylarından” önce Amerika’ya göç etmiş olan Ermeni büyükbabasına ve akrabalarına ait olduğunu söylediği 17 değişik poliçe sunmuş. Bu belgeler Bodros Bazyan adınaymış. Ancak talebi sunan ile poliçe sahibi arasında bir akrabalık bağı bulunduğu kanıtlanamamış. Buna rağmen kadının talepleri kabul edilmiş ve kendisine 100.000 Dolar ödenmiş. Howard 2019’da ölmüş. Ailesi önce basına konuşmayı kabul etmiş ama soruları görünce vazgeçmiş.
Beverly Hills’te ikamet eden bir başka avukat, Beri Boyacıyan da bu olaylara karışanlardan biri. Banka hesaplarını inceleyen Komite üyeleri ile Yağcıyan, kimi şahıslara ödenen banka çeklerinin arka yüzünde Boyacıyan’ın imzasının bulunduğunu saptamışlar. Bu çeklerin toplamı 312.000 Doları bulmaktaymış.
Boyacıyan’ın bu konudaki rolü Kartalyan’a sorulduğunda, onun tazminat talepleri konusunda alınan kararlarda rolü olmayan bir danışman olduğunu söylemiş. Ama Mahkeme kayıtlarına göre Boyacıyan, Kartalyan’ın eşi ve kayınvalidesi adına yazılmış 90.000 Dolarlık çeki de tahsil eden kişi. Boyacıyan, en yakın arkadaşlarından biri olan Kaliforniya milletvekili Walter Karabiyan’ın kız kardeşi adına yazılmış 23.805 Dolarlık bir çeki de tahsil etmiş.
Tazminat talebinde bulunmamış olan Suriye’li Halepliyan’ın da, Boyacıyan’ın çocukluk arkadaşı olduğu ortaya çıkmış. Onun adına yazılmış olan yarım milyon Dolarlık çekin karşılığı, Boyacıyan tarafından bir L.A. bankasında, Halepliyan adına ama Halepliyan’ın haberi olmadan açılan bir hesaba yatırılmış.
Araştırmalara göre bankacı Avedis “Avo” Markaryan, Boyacıyan’ın çok eski bir arkadaşı ve kişisel bankeri. AXA tazminat taleplerinin ele alındığı dönemde L.A. Pacific Western Bankası’nda görevliymiş. Boyacıyan’ın demet demet çek getirdiğini, kendisinin de uzun zamandır arkadaşı olan Boyacıyan’ın getirdiği bu çekleri, iyi incelemeden işleme koyduğunu kabul etmiş. AXA fonlarının usulsüz dağıtımında Pacific Western Bankası’nın oynadığı rol ortaya çıkmadan önce Banka, Markaryan’ın görevine son vermiş.
Hesapların denetlenmesi gündeme gelince, Geragos ve Kabateck tazminat talepleri konusunun denetlenmesini önce reddetmişler ancak Fransa Tazminat Komitesi yargıya başvurduktan sonra, konunun temelden araştırılmasını kabul etmişler.
Bu hukuk sürecini başlatan Yağcıyan da soruşturmaya konu olmuş. Geragos ve Kabateck, Yağcıyan’ı ve avukat olan eşini dava etmişler. Onları, “soykırımı parasından hayır derneklerine aktarılan paraları yağmalamakla” suçlamışlar. Yağcıyan ve eşini, eğitim alanında görev yapan hayır derneklerine ayrılan paranın yaklaşık 300.000 Dolarını kendi kızlarına ödemekle suçlamışlar.
Yağcıyan kendisine ödenen paranın 31.000 dolarını iade ederek davayı sonuçlandırmış ve ölmeden önce, tazminat hesapları konusundaki yazışmaları, banka hesaplarını ve mahkeme zabıtlarını içeren bir dosya hazırlamış; Geragos, Kabateck ve Boyacıyan hakkındaki suçlamaları “AXA sahtekarlığı” başlığını taşıyan, 20 sayfalık bir belgede toplamış.
Geragos Firması’nın ortağı Ben Meisalas, L.A. Times gazetesinin yönelttiği soruları “aşağılayıcı, yanlış ve tuhaf” olarak nitelemiş. Bu suçlamaların Baro, yerel ve Federal makamlarla, Federal Mahkeme Başkanı tarafından reddedildiğini belirtmiş. Federal makamların Yağcıyan’ın şikâyetlerini inceleyip incelemediği ise belli değil.Yağcıyan 2013 yılında FBI’ın, “yetkili yargıç bizzat devreye girip talep etmeden Federal Adalet Bakanlığı’nın hiçbir soruşturma yapılmayacağını” belirttiğini söylemiş.
Yağcıyan ve Fransız Tazminat Komitesi, yargıç Christina Snyder’den beş kez, bu konuyu araştırmasını istemişler. 2000 yılından bu yana “Soykırımı” davalarına bakan hâkim Snyder, 5 milyon Dolar tazminat parasının eksikliği hakkında yeni bir soruşturma açmayacağını açıklamış.
Bu konuda daha sonra açılan dosyalar da kapatılmış. The L.A.Times dosyaları inceleme talebinde bulunduğunda, bu talebe karşı çıkan tek avukat Geragos olmuş. Hâkim de onu desteklemiş. L.A. savcılığı 2016 yılında, konuyu yeniden açmak istediğinde ise zaman aşımı engeli ile karşılaşılmış.
Kabateck ve Geragos, 2014 yılı ilkbaharında tazminat davaları dosyasını kapatmak istemişler. AXA Tazminatı Komitesi’ne başvurarak avukatlar hakkında açılabilecek davalardan vazgeçmelerini talep etmişler. Komite bu talebi reddetmiş. Geragos da yargıçtan, Komite üyelerinin araştırmayı sürdürmek için yapacakları seyahat masrafları için talep ettikleri 30.000 Doların ödenmemesini istemiş. Yargıç Snyder, Komite üyelerine sadece 3.000 Dolar tahsis ederek ret kararının temyiz edilmesini engellemiş. Ama aynı hâkim, Geragos ve Kabateck’in, 1 milyon Dolarlık mahkeme ve avukatlık giderini onaylamış. Bu paranın 450.000 Doları, Geragos‘un şirketine ödenmiş.
Yargıç Snyder 2016 yılında dosyayı kapatmış. Kabateck Snyder’e, Ermeni Asıllı Avukatlar Barosu adına ödül vermiş. Yargıç şerefine düzenlenen yemekte, “her yargıç Sayın Christina Snyder’i örnek almalıdır. Kendisi herkese sabır göstermiş ama mahkeme salonundaki kontrolünü de kaybetmemiştir. Hukukun girdisini çıktısını iyi bilen bir yargıçtır.” demiş.
Tazminat talebi sürecini başlatan Yağcıyan, Kabateck ve Geragos’a yazdığı mesajlarda, “Şikâyet edenlerin kendisinin ve diğer avukatların, Türklerden daha kötü olduklarını.” yazdıklarını söylemiş.
Yağcıyan, hâkime yazdığı bir yazıda, bağımsız bir denetçinin görevlendirilmesini istemiş. Geragos ve Kabateck yargıca verdikleri yanıtta, “yargının tazminat dosyalarının yeniden gözden geçirmesini kabul etmediklerini” söylemişler. Yargıç da bağımsız denetçi atama talebini reddetmiş.
Fransa’daki Tazminat Heyeti üyeleri, Şubat 2011’de L.A.’dan, Kabateck ve Geragos’un, Tazminat Komiteleri’ni lağvetmeye ve dünyanın dört bir yanından gelen talep dosyalarını, tarihsel değeri olmayan belgeler” gerekçesi ile imha etmeğe karar verdikleri masajını almışlar. Yargıcın, belgelerin imha edilmesi talebini kabul etmemesi üzerine Komite üyelerinden bir bölümü L.A.’a giderek, belgeleri incelemek istemişler.
Kabateck,Komite üyelerini kabul edecek vakti olmadığını bildirmiş. Geragos ise “bu dosya benim için artık kapanmıştır.” cevabını vermiş. Fransız Komitesi’nin doğrudan başvurduğu Yargıç Snyder, Komite üyelerinin belgeleri incelemelerine izin vermiş. Bu incelemeler sonucunda ciddi usulsüzlükler saptanmış ama sonuç alınamamış.
Sigortalardan alınan tazminat konusu hala savsaklanmakta. Fransa’daki Tazminat Komitesi ile bir avuç talep sahibi, Fransa Barosu’na şikâyette bulunmuşlar. Baro, 2018’de, Boyacıyan’ın avukatlık yetkisini elinden almış.
ABD Barosu, Yağcıyan’a soruşturma açmış ve eşini Baro’’dan çıkarmak için başarısız bir girişimde bulunmuş. Ancak Baro, Kabateck ve Geragos’a karşı harekete geçmemiş.
Fransa Barosu üyelerinden Şnorhokyan, ABD Barosu’na ve diğer ABD soruşturma makamlarına, Geragos ve Kabateck’in bu dosyaları suiistimal ettiklerine ve yolsuzluk yaptıklarına dair belgeleri yollamaya devam ediyor. “Ben sadece adaletin yerini bulmasını istemekteyim. Sonuna kadar mücadele edeceğim.” diyor.
Yağcıyan kendini savunma olanağını bulamadan 2017’de öldü. Aynı yıl You Tube’da yayımlanan bir demecinde, Ermeni toplumunun bu tazminat sahtekârlığını ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmaları desteklediğini söyledi. “Kirli çamaşırlarımızı başkalarına açıklamamak tipik bir Ermeni davranışıdır.” dedi.
Not: Bu yazı, Büyükelçi (E) Pulat Yüksel Tacar’ın, Amerikalı gazeteciler Harriet Ryan, Matt Hamilton ile Paris ve Erivan’da gazetecilik yapan Astrig Agopyan’ın “KALİFORNİYA TİMES SORUŞTURMALARI (Mart 2023)” başlıklı raporundan yaptığı geniş çeviriden yararlanılarak yazılmıştır. Büyükelçi (E) Tacar’ın, Los Angeles Times’ın ortaya çıkardığı bu dolandırıcılık olayı konusundaki değerlendirmesine de, iznini alıp, önümüzdeki günlerden birinde köşemde yer vermeyi düşünüyorum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.