Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
AKP liderinin kamu oyu yoklamalarını en iyi kullanan, en iyi bağıran, bilmediği konuları bile bir bilgiç eda ile konuştuğu hatta işine geldiğinde yalanı doğruymuş gibi söyleyerek mugalata yaptığını, yanlış tarihleri ve yanlış bilgileri bilinçli olarak kullanıp kendi seçmenini inandırdığı bilinen bir gerçek.
Hatta o kadar ki medyayı kendine bağlamak için her türlü siyasi manevra ve hükümet gücünü kullandığı, muhalif gazetecileri ve yazarların işlerine son verdiği de bir başka iddia. Öyle ki tanınmış, muhalif, bilgili, dil bilen, dünya ile iletişim kurabilen gazetecilerin yerine yarı cahil, kendine biatlı, dünyayı anlayabilmek yetenekleri olmayan, dil bilmeyen kişileri doldurduğu da bir gerçek, Sadece saraydan gelen bilgileri kullanıp benzer manşetler atan kontrollü medya mensuplarını tercih ettiği onları uçağında gezdirdiği de bir başka gerçek.
Tayyip hükûmetinin biatçısı olmadan önce dünyanın değişik önemli bölgelerinde muhabir kadroları olan gazeteler artık okunmaz hale gelince maddi durumlarını bahane edip tüm yurt dışı kadrolarını iptal ettikleri de bir gerçek. İşi sadece hükümetin borazanı haline getirilen AA haber bültenleri ve dış ajanslardan gelen haberleri kullandıkları da ayrı bir gerçek. Böylece Türkiye’yi dışarda tanıtacak sivil nitelikli gazeteciler, yabancıların güvendiği gazeteciler kalmadığı, elçiliklerin gerçek diplomatlar yerine kendi yalaka yandaş ve yobazlarla doldurdukları da ayrı ve acı bir gerçek. Monnşerler diye akıllarınca alay ettikleri deneyimli Türk hariciyesinin tarihini, geleneklerini bilen, değişik yabancı dilde iletişim kurabilen büyük elçiler de ya emekli edildiler yahut pasif hale getirildiler.
Yerlerıne eğitimleri ile ilgileri olmayan, tek nitelikleri yalakalık, biatçılık ve sözüm ona sunni arapçılık olanlar hatta şaibeli olanlar dolduruldu.
Deneyimli dil bilen basın-yayın ataşeler yerine de gene tek özellikleri kendilerine tabi yandaş yalaka biatçı kadroları da doldurdular.
Sonuçta Türkiye’yi yurt dışında temsil edecek gönüllü kimse kalmadı, hele ABD de sadece Assembly of Turkish American Associations (ATAA) ve bir takım küçük gücü olmayan gönüllü kuruluşlar kaldı. Milyonlarca para ödedikleri ve sadece kişilerin reklamını yapan bazı PR-Halkla İletişim kuruluşları ne yapar belli değil..
İki üç yıldır Suriyeye’ye girdik gireceğiz naraları atarak aklınca dünya kamu oyunu etkilediğini sanan cahil içe dönük zihniyet yurt içindeki seçmeni sandığı dünya kamu oyunun nasıl etkileneceğini bilmiyor.
Ülkede algı yönetimini iç piyasada çok iyi kullananlar dış piyasalarda sanki dilsiz. Oysa algı yönetimi gerçek olmasa bile insanların kafasında “hayali”gerçekler yaratmaktır. Son Suriye harekâtında gerek kürt ayrılıkçıların ve gerekse Türkiye tezine karşı çıkan arap ülkeleri Türkiye hakkında gerçek olmayan yalanlar ve iftiralar üreten AB ile ABD nin yayın organları tezvirat peşindeler ve bu konuda ellerinden gelen her türlü çabayı gösteriyorlar. Yalan uydurma resimler ve haberler beyanlar sosyal medyayı kirletmeye devam ediyor. Unutmayalım ki insanların algısı onların gerçeğidir. Tıpkı AKP nin gerçek demokrat, insan haklarına saygılı, fikir özgürlüğüne saygılı hukuk devletini koruyan bir parti olduğu şeklindeki iç piyasada yaratılan yanlış algı gibi. Bu konuda AK çok başarılı, çökmek üzere olan bir ekonomiyi çok iyi ve başarılı göstermeyi biliyor, hele gerçek enflasyon pazarda yüzde 30-40 larda iken yüzde 9 larda algısını başarılı bir şekilde kullanmaya çalışıyor ve halkın bir kesimi buna inanıyor.
AKP iktidarının bu iç piyasada başarı ile kullandığı algı yönetimi dış piyasadaki tezvirata ve yalan algı operasyonlarına karşı pek başarılı olamıyor. CB iletişim başkanının yaptığı açıklamalar bu konuda ilk başarılı adımlardan sayılır.
Sorunun çözümü iyi eğitilmiş gazetecilere görev vermekten geçer. Bir de Milli Savunma Bakanlığı her sabah yabancı basına ve Türk basınına gelişmeleri ilk elden duyurmaya başlamalıdır. İyi dil bilen konuya vakıf diplomasiden anlayan bir asker görevlinin bu işi yapması daha tutarlı olur.
Ömrünün yarısını Irlanda, Hollanda ve ABD de geçiren bir akademisyen gazetecinin önerileri böyle. Bunu dikkate alıp almamak AKP liderliğinin elindedir. Biz en azından görevimizi yapmış olmanın huzuru içindeyiz bir akademisyen ve muhabirlikten yazı müdürlüğüne kadar her kademede çalışmış bir gazeteci olarak görevimi yaptım
İsterim ki ülke AKP öncesindeki duruma tekrar gelsin, parlamenter sistemine dönülsün, şimdiki ne olduğu ve sınırları belirsiz başbakanlığı ve sembolik Cumhur başkanlığını tek adama veren ucube sistemden kurtulsun ülkemiz. Bazı yetenekleri olmayan ama özentisi bol, ihtirasları yeteneklerinden büyük kişilerin artık siyasete girmemiş olmalarını istemek hakkımızdır diye düşünüyorum.
Hatta o kadar ki medyayı kendine bağlamak için her türlü siyasi manevra ve hükümet gücünü kullandığı, muhalif gazetecileri ve yazarların işlerine son verdiği de bir başka iddia. Öyle ki tanınmış, muhalif, bilgili, dil bilen, dünya ile iletişim kurabilen gazetecilerin yerine yarı cahil, kendine biatlı, dünyayı anlayabilmek yetenekleri olmayan, dil bilmeyen kişileri doldurduğu da bir gerçek, Sadece saraydan gelen bilgileri kullanıp benzer manşetler atan kontrollü medya mensuplarını tercih ettiği onları uçağında gezdirdiği de bir başka gerçek.
Tayyip hükûmetinin biatçısı olmadan önce dünyanın değişik önemli bölgelerinde muhabir kadroları olan gazeteler artık okunmaz hale gelince maddi durumlarını bahane edip tüm yurt dışı kadrolarını iptal ettikleri de bir gerçek. İşi sadece hükümetin borazanı haline getirilen AA haber bültenleri ve dış ajanslardan gelen haberleri kullandıkları da ayrı bir gerçek. Böylece Türkiye’yi dışarda tanıtacak sivil nitelikli gazeteciler, yabancıların güvendiği gazeteciler kalmadığı, elçiliklerin gerçek diplomatlar yerine kendi yalaka yandaş ve yobazlarla doldurdukları da ayrı ve acı bir gerçek. Monnşerler diye akıllarınca alay ettikleri deneyimli Türk hariciyesinin tarihini, geleneklerini bilen, değişik yabancı dilde iletişim kurabilen büyük elçiler de ya emekli edildiler yahut pasif hale getirildiler.
Yerlerıne eğitimleri ile ilgileri olmayan, tek nitelikleri yalakalık, biatçılık ve sözüm ona sunni arapçılık olanlar hatta şaibeli olanlar dolduruldu.
Deneyimli dil bilen basın-yayın ataşeler yerine de gene tek özellikleri kendilerine tabi yandaş yalaka biatçı kadroları da doldurdular.
Sonuçta Türkiye’yi yurt dışında temsil edecek gönüllü kimse kalmadı, hele ABD de sadece Assembly of Turkish American Associations (ATAA) ve bir takım küçük gücü olmayan gönüllü kuruluşlar kaldı. Milyonlarca para ödedikleri ve sadece kişilerin reklamını yapan bazı PR-Halkla İletişim kuruluşları ne yapar belli değil..
İki üç yıldır Suriyeye’ye girdik gireceğiz naraları atarak aklınca dünya kamu oyunu etkilediğini sanan cahil içe dönük zihniyet yurt içindeki seçmeni sandığı dünya kamu oyunun nasıl etkileneceğini bilmiyor.
Ülkede algı yönetimini iç piyasada çok iyi kullananlar dış piyasalarda sanki dilsiz. Oysa algı yönetimi gerçek olmasa bile insanların kafasında “hayali”gerçekler yaratmaktır. Son Suriye harekâtında gerek kürt ayrılıkçıların ve gerekse Türkiye tezine karşı çıkan arap ülkeleri Türkiye hakkında gerçek olmayan yalanlar ve iftiralar üreten AB ile ABD nin yayın organları tezvirat peşindeler ve bu konuda ellerinden gelen her türlü çabayı gösteriyorlar. Yalan uydurma resimler ve haberler beyanlar sosyal medyayı kirletmeye devam ediyor. Unutmayalım ki insanların algısı onların gerçeğidir. Tıpkı AKP nin gerçek demokrat, insan haklarına saygılı, fikir özgürlüğüne saygılı hukuk devletini koruyan bir parti olduğu şeklindeki iç piyasada yaratılan yanlış algı gibi. Bu konuda AK çok başarılı, çökmek üzere olan bir ekonomiyi çok iyi ve başarılı göstermeyi biliyor, hele gerçek enflasyon pazarda yüzde 30-40 larda iken yüzde 9 larda algısını başarılı bir şekilde kullanmaya çalışıyor ve halkın bir kesimi buna inanıyor.
AKP iktidarının bu iç piyasada başarı ile kullandığı algı yönetimi dış piyasadaki tezvirata ve yalan algı operasyonlarına karşı pek başarılı olamıyor. CB iletişim başkanının yaptığı açıklamalar bu konuda ilk başarılı adımlardan sayılır.
Sorunun çözümü iyi eğitilmiş gazetecilere görev vermekten geçer. Bir de Milli Savunma Bakanlığı her sabah yabancı basına ve Türk basınına gelişmeleri ilk elden duyurmaya başlamalıdır. İyi dil bilen konuya vakıf diplomasiden anlayan bir asker görevlinin bu işi yapması daha tutarlı olur.
Ömrünün yarısını Irlanda, Hollanda ve ABD de geçiren bir akademisyen gazetecinin önerileri böyle. Bunu dikkate alıp almamak AKP liderliğinin elindedir. Biz en azından görevimizi yapmış olmanın huzuru içindeyiz bir akademisyen ve muhabirlikten yazı müdürlüğüne kadar her kademede çalışmış bir gazeteci olarak görevimi yaptım
İsterim ki ülke AKP öncesindeki duruma tekrar gelsin, parlamenter sistemine dönülsün, şimdiki ne olduğu ve sınırları belirsiz başbakanlığı ve sembolik Cumhur başkanlığını tek adama veren ucube sistemden kurtulsun ülkemiz. Bazı yetenekleri olmayan ama özentisi bol, ihtirasları yeteneklerinden büyük kişilerin artık siyasete girmemiş olmalarını istemek hakkımızdır diye düşünüyorum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.