Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Biliyorsunuz, geçen gün AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’la MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Beştepe’de, Atatürk Orman Çiftliği içindeki arazinin cebellezi edilmesiyle inşa edilen Saray’da buluştular. Bir saat süren görüşme öncesi ikilinin karşılaşmalarından bir hayli ilginç, hatta gülünç görüntüler ortaya çıktı.
Devlet Bahçeli görüşmenin yapılacağı salona doğru iki yanında iki yardımcısıyla zorlukla yürüyordu. Kendisini karşılamaya gelen Erdoğan’ın da doğrusu ondan aşağı kalır yeri yoktu. İki ihtiyar adam zor bela adım atarak birbirlerine yaklaştılar. Erdoğan’ın Bahçeli’ye, Salı günkü grup toplantısında fenalaşması yüzünden geçmiş olsun dileklerini ilettiği duyuldu. Kim kime geçmiş olsun diyecek durumdaydı? Doğrusu merak ettim.
Yakın bir arkadaşım görüşmenin yapıldığı salonun kapısında ikilinin karşılaşma görüntülerini görünce bana şöyle bir mesaj göndermiş:
“Geriatri kliniği gibi.”
Mesajı okuduğumda ilk anda bir kahkaha attım. Sonra içim acıdı. Ülkemin, ayakta durmakta bile zorlanan, yürürken titrek adımlar atan bu iki insanın insafına terk edilmiş olması ne büyük talihsizlikti.
Son yıllarda Batı ülkelerinde geliştirilmiş bir kavram var. “Being politically correct” deniliyor. Yani, sözünü ettiğiniz kişi ya da toplulukları incitmeden, onların gönüllerini kırmadan konuşmaya, yazmaya dikkat etmek. Eskiden bizim dilde yaşı ilerlemiş kişilere argo tabirle“moruk” denirdi. Bunun incitici bir sözcük olduğu zaman içinde idrak edildi. İnsanlar artık “moruk” sözcüğünü telaffuz etmemeye özen gösteriyor.
Gelelim, arkadaşımın gönderdiği mesajdaki geriatri sözcüğüne... Bilmeyenler için yazıyorum. Geriatri sözcüğünün sözlük anlamı şöyle:”Yaşlılık hekimliği ya da geriatri, yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen tıp dalıdır.
“Yaşlanma, canlı molekül, hücre, doku, organ ve sistemlerinde zamanın ilerlemesinde ortaya çıkan, geriye dönüşü olmayan yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümüdür. Yaşlılık hekimliği, yaşlılığa bağlı olarak oluşan sağlık sorunlarını ve bunların tedavilerini inceler.
“Kronik hastalikların tedavisindeki gelişmeler ve buna paralel olarak ortalama yaşam beklentisinin uzamasıyla iç hastalıkları disiplininin bu dalı, gelişmekte olan ülkelerde önem kazanmaktadır. Vücutta yaşlılıkla birlikte meydana gelen değişiklikler nedeniyle hastalıkların tedavileri ve hastaya yaklaşımda da nüanslar ortaya çıkmaktadır.
“Geriatri, genel iç hastalıkları konularının yanı sıra Alzheimer başta olmak üzere sık görülen kognitif problemler ve bunların tıbbi ve davranışsal tedavileriyle de ilgilenmektedir.”
Dikkatinizi çekerim, yaş ilerledikçe işin içine Alzheimer yani bir çeşit bunaklık sorunu da giriyor.
İkilinin buluşmasıyla ilgili görüntüleri izleyen bir başka arkadaşımın tepkisi de şöyle oldu:
“Allah’ın sopası yok ki. Bunlar, Ecevit Parkinson hastalığına yakalandığında, ayakta duramayan bu adamla ülke yönetilir mi, diye alay etmişlerdi. Etme bulma dünyası.”
Mesele sadece ayakta durmakta zorlanmak da değil. Her iki zat-ı muhteremde hastalıklar say say bitmiyor. Kalp-damar, mide hastalıkları, kanser, diyabet yani şeker, epilepsi... Bunlara yaşlılık nedeniyle zihinsel faaliyetlerin yavaşlaması da eklenebilir.
Ülkemizde, hukuksal işlemler söz konusu olduğunda, akli melekelerinin yerinde olup olmadığından kuşku duyulan kişilerden doktor raporu istenir. Noterlikrehberi.com internet sitesinde bakın ne yazıyor:
“Yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak işlemin yapıldığı anda kişinin işlem yapma ehliyeti veya akli melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe duyulması ve/veya bu yolda bir iddia ve şikayet bulunmsı halinde tabip raporu istenmesi kararı alınmıştır.”
Uygar, demokratik ülkelerde en üst karar mekanizmalarında görevli kişilerin akıl ve bedensel sağlıklarıyla ilgili raporlar düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılırken bizim devlet yönetiminde çok önemli mevkilerde bulunan, hele de belli bir yaş üstü zevata acaba neden akıl ve bedensel sağlık raporları almaları zorunluluğu getirilmez? Merak bu ya!
Devlet Bahçeli görüşmenin yapılacağı salona doğru iki yanında iki yardımcısıyla zorlukla yürüyordu. Kendisini karşılamaya gelen Erdoğan’ın da doğrusu ondan aşağı kalır yeri yoktu. İki ihtiyar adam zor bela adım atarak birbirlerine yaklaştılar. Erdoğan’ın Bahçeli’ye, Salı günkü grup toplantısında fenalaşması yüzünden geçmiş olsun dileklerini ilettiği duyuldu. Kim kime geçmiş olsun diyecek durumdaydı? Doğrusu merak ettim.
Yakın bir arkadaşım görüşmenin yapıldığı salonun kapısında ikilinin karşılaşma görüntülerini görünce bana şöyle bir mesaj göndermiş:
“Geriatri kliniği gibi.”
Mesajı okuduğumda ilk anda bir kahkaha attım. Sonra içim acıdı. Ülkemin, ayakta durmakta bile zorlanan, yürürken titrek adımlar atan bu iki insanın insafına terk edilmiş olması ne büyük talihsizlikti.
Son yıllarda Batı ülkelerinde geliştirilmiş bir kavram var. “Being politically correct” deniliyor. Yani, sözünü ettiğiniz kişi ya da toplulukları incitmeden, onların gönüllerini kırmadan konuşmaya, yazmaya dikkat etmek. Eskiden bizim dilde yaşı ilerlemiş kişilere argo tabirle“moruk” denirdi. Bunun incitici bir sözcük olduğu zaman içinde idrak edildi. İnsanlar artık “moruk” sözcüğünü telaffuz etmemeye özen gösteriyor.
Gelelim, arkadaşımın gönderdiği mesajdaki geriatri sözcüğüne... Bilmeyenler için yazıyorum. Geriatri sözcüğünün sözlük anlamı şöyle:”Yaşlılık hekimliği ya da geriatri, yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen tıp dalıdır.
“Yaşlanma, canlı molekül, hücre, doku, organ ve sistemlerinde zamanın ilerlemesinde ortaya çıkan, geriye dönüşü olmayan yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümüdür. Yaşlılık hekimliği, yaşlılığa bağlı olarak oluşan sağlık sorunlarını ve bunların tedavilerini inceler.
“Kronik hastalikların tedavisindeki gelişmeler ve buna paralel olarak ortalama yaşam beklentisinin uzamasıyla iç hastalıkları disiplininin bu dalı, gelişmekte olan ülkelerde önem kazanmaktadır. Vücutta yaşlılıkla birlikte meydana gelen değişiklikler nedeniyle hastalıkların tedavileri ve hastaya yaklaşımda da nüanslar ortaya çıkmaktadır.
“Geriatri, genel iç hastalıkları konularının yanı sıra Alzheimer başta olmak üzere sık görülen kognitif problemler ve bunların tıbbi ve davranışsal tedavileriyle de ilgilenmektedir.”
Dikkatinizi çekerim, yaş ilerledikçe işin içine Alzheimer yani bir çeşit bunaklık sorunu da giriyor.
İkilinin buluşmasıyla ilgili görüntüleri izleyen bir başka arkadaşımın tepkisi de şöyle oldu:
“Allah’ın sopası yok ki. Bunlar, Ecevit Parkinson hastalığına yakalandığında, ayakta duramayan bu adamla ülke yönetilir mi, diye alay etmişlerdi. Etme bulma dünyası.”
Mesele sadece ayakta durmakta zorlanmak da değil. Her iki zat-ı muhteremde hastalıklar say say bitmiyor. Kalp-damar, mide hastalıkları, kanser, diyabet yani şeker, epilepsi... Bunlara yaşlılık nedeniyle zihinsel faaliyetlerin yavaşlaması da eklenebilir.
Ülkemizde, hukuksal işlemler söz konusu olduğunda, akli melekelerinin yerinde olup olmadığından kuşku duyulan kişilerden doktor raporu istenir. Noterlikrehberi.com internet sitesinde bakın ne yazıyor:
“Yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak işlemin yapıldığı anda kişinin işlem yapma ehliyeti veya akli melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe duyulması ve/veya bu yolda bir iddia ve şikayet bulunmsı halinde tabip raporu istenmesi kararı alınmıştır.”
Uygar, demokratik ülkelerde en üst karar mekanizmalarında görevli kişilerin akıl ve bedensel sağlıklarıyla ilgili raporlar düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılırken bizim devlet yönetiminde çok önemli mevkilerde bulunan, hele de belli bir yaş üstü zevata acaba neden akıl ve bedensel sağlık raporları almaları zorunluluğu getirilmez? Merak bu ya!
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.