Bir metrobüs kazası oldu. Kazada mağdur olan herkese ve ailelerine geçmiş olsun diyerek başlayalım. Biz böyle başlayalım ki bu tip konularda ilk önce ne demek gerektiği konusunda gençlere örnek olalım.
Dün yaşanan kazanın ardından kaza yerine umalım ki yardım etmek amacıyla koşan Avcılar İlçesi AKP Gençlik kolları üyelerinden bir genç kızımız birden sosyal medyada kazadan fazla gündem oldu. Bu cümleyi yazdıktan sonra açıklamasına şöyle bir şey yazmak isterdim aslında, “ İBB Metrobüslerinin yaptığı kazanın hemen ardından kaza yerine koşan AK Partili gençler kazaya uğrayanlara yardım etmek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Olay yerine gelen sağlık ekiplerine yardımcı oldular” Bu cümleyi yazdıktan sonra da orada bulunan başka vatandaşlar tarafından habersiz çekilen görüntüleri paylaşmak isterdim ama ne yazık ki olay böyle olmadı.
Belki de oldu kimsenin günahını almayalım. Yukarıda da zaten, umarım kelimesini bu sebeple kullandım. Ama eğer öyle olduysa sonrasında kendileri tarafından çekilen videonun da “ Kazada mağdur olanlar ve yakınlarına geçmiş olsun diyoruz” diye başlamasını isterdim ama sosyal medyaya yansıyan görüntüler öyle de değildi ne yazık ki.
Nasıldı hepiniz gördünüz Avcılar Ak Parti Gençlik kollarından olduğunu söyleyen bir hanım kızımız kazada binlerce kişinin yaralandığını ve sayılamayacak kadar ölü olduğunu söylüyordu. Bu bilginin doğru olmasının imkansız olması nedeniyle sosyal medya çekilen video ile sadece dalga geçti. Ya bu rakamlar ihtimal dahilinde olsa ve inandırıcı bulan kalabalıklar olsaydı?
Videonun devamı ise kaç yaşında olduğunu bilemediğimiz hanım kızımızın yaşanan bir felakete hangi pencereden baktığını gösteriyordu. “ Buradan İBB yetkililerine sesleniyoruz, bu canların hesabını kime nasıl vereceksiniz”
Bu hal ne yazık ki tek taraflı da değil ama şu an iktidar tarafında daha ağır basıyor. Acılarımızdan felaketlerimizden siyaset çıkarma gayretimiz sonunda çocuklarımıza da bulaştı yani. Bu çocuklar bu noktaya kendi kendilerine gelmiyorlar. Söylediklerinin mümkün olmadığını arada o kazada binlerce kişinin yaralanıp sayılamayacak kadar çok kişinin ölmüş olma ihtimalinin olmadığını bile düşünemeyecek bir psikoloji ile konuşuyor genç kızımız. Çok kısa bir süre sonra gerçeklerin ortaya çıkacağını kendisinin yalancı duruma düşeceğini bile düşünemiyor. Sonrasında zaten çok kısa bir süre içinde kazanın nasıl olduğu ve bilançosu da ortaya çıktı.
Hele bir de ardından yapılan bir kurumsal açıklama var ki o daha da feci aslında : Söz konusu videonun ardından AKP Gençlik Kolları’nın Avcılar şubesinden yapılan açıklamada “Videoda arkadaşımız elem ve keder içerisinde sehven hatalı cümle kullanmıştır. Ak gençlik olarak milletimizin sağlığı, güvenliği her zaman önceliğimiz olmuştur. Yaşanan yanlış anlaşılma için üzgünüz.” Hangi hatalı cümle hangi elem ve keder, belki öfke diye tanımlanabilir hanım kızımızın gözlerindeki duygu ama kesinlikle elem ve keder değildi. Peki hangi cümle idi hatalı olan, ölü yaralı sayısı mı yoksa bunun hesabının İBB yetkililerince nasıl verileceği cümlesi mi. Cümlenin herhangi bir yerinde “İçimiz yanıyor çok üzgünüz hepimize geçmiş olsun” falan gibi bir şey vardı da videoda görünmüyor muydu.
Gerçekten üzerinde çok düşünmemiz gereken sadece bu hanım kızımızı hedef tahtasına koyup çözebileceğimizi düşünmememiz bir konu bu. Gençlere nasıl örnek olduğumuza bir bakmamız lazım. Ülkedeki siyaset ikliminin hakim unsurları olan yetişkinlerin önce aynaya bakmaları lazım. Karşı tarafa mesnetli mesnetsiz en ağır şekilde saldırmanın bir referans haline gelmesinin engellenmesi lazım. Lazım da lazım. Ama çok zor işimiz, bütün bunların yapılabilmesi için en azından şu önümüzdeki seçimi bir atlatmamız lazım.
Bakın aynı gün İngiltere Kraliçesi öldü. Bütün dünyada taziye mesajları yayınlandı bizim sosyal medyamızda da taziyeler de gördük, taziye mesajı yazanlara İngiliz ajanı muamelesi yapanları da, kraliçenin ardından hakaretler yağdıranları da. Bu üç tepki şeklinin ikisi olabilir sınırları içinde. Ama şu taziye yazanlara İngiliz ajanı muamelesi yapılması. Sonra bugün ana akım medyadaki bazı köşelerde o imaların devam etmesi işte o hanım kızımızın çektiği videoya sebep oluyor, İzan kayboluyor. Bu durumdan en azından çocuklarımızı korumak zorundayız ama, yoksa sonuçlarına hep birlikte katlanırız.
Dün yaşanan kazanın ardından kaza yerine umalım ki yardım etmek amacıyla koşan Avcılar İlçesi AKP Gençlik kolları üyelerinden bir genç kızımız birden sosyal medyada kazadan fazla gündem oldu. Bu cümleyi yazdıktan sonra açıklamasına şöyle bir şey yazmak isterdim aslında, “ İBB Metrobüslerinin yaptığı kazanın hemen ardından kaza yerine koşan AK Partili gençler kazaya uğrayanlara yardım etmek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Olay yerine gelen sağlık ekiplerine yardımcı oldular” Bu cümleyi yazdıktan sonra da orada bulunan başka vatandaşlar tarafından habersiz çekilen görüntüleri paylaşmak isterdim ama ne yazık ki olay böyle olmadı.
Belki de oldu kimsenin günahını almayalım. Yukarıda da zaten, umarım kelimesini bu sebeple kullandım. Ama eğer öyle olduysa sonrasında kendileri tarafından çekilen videonun da “ Kazada mağdur olanlar ve yakınlarına geçmiş olsun diyoruz” diye başlamasını isterdim ama sosyal medyaya yansıyan görüntüler öyle de değildi ne yazık ki.
Nasıldı hepiniz gördünüz Avcılar Ak Parti Gençlik kollarından olduğunu söyleyen bir hanım kızımız kazada binlerce kişinin yaralandığını ve sayılamayacak kadar ölü olduğunu söylüyordu. Bu bilginin doğru olmasının imkansız olması nedeniyle sosyal medya çekilen video ile sadece dalga geçti. Ya bu rakamlar ihtimal dahilinde olsa ve inandırıcı bulan kalabalıklar olsaydı?
Videonun devamı ise kaç yaşında olduğunu bilemediğimiz hanım kızımızın yaşanan bir felakete hangi pencereden baktığını gösteriyordu. “ Buradan İBB yetkililerine sesleniyoruz, bu canların hesabını kime nasıl vereceksiniz”
Bu hal ne yazık ki tek taraflı da değil ama şu an iktidar tarafında daha ağır basıyor. Acılarımızdan felaketlerimizden siyaset çıkarma gayretimiz sonunda çocuklarımıza da bulaştı yani. Bu çocuklar bu noktaya kendi kendilerine gelmiyorlar. Söylediklerinin mümkün olmadığını arada o kazada binlerce kişinin yaralanıp sayılamayacak kadar çok kişinin ölmüş olma ihtimalinin olmadığını bile düşünemeyecek bir psikoloji ile konuşuyor genç kızımız. Çok kısa bir süre sonra gerçeklerin ortaya çıkacağını kendisinin yalancı duruma düşeceğini bile düşünemiyor. Sonrasında zaten çok kısa bir süre içinde kazanın nasıl olduğu ve bilançosu da ortaya çıktı.
Hele bir de ardından yapılan bir kurumsal açıklama var ki o daha da feci aslında : Söz konusu videonun ardından AKP Gençlik Kolları’nın Avcılar şubesinden yapılan açıklamada “Videoda arkadaşımız elem ve keder içerisinde sehven hatalı cümle kullanmıştır. Ak gençlik olarak milletimizin sağlığı, güvenliği her zaman önceliğimiz olmuştur. Yaşanan yanlış anlaşılma için üzgünüz.” Hangi hatalı cümle hangi elem ve keder, belki öfke diye tanımlanabilir hanım kızımızın gözlerindeki duygu ama kesinlikle elem ve keder değildi. Peki hangi cümle idi hatalı olan, ölü yaralı sayısı mı yoksa bunun hesabının İBB yetkililerince nasıl verileceği cümlesi mi. Cümlenin herhangi bir yerinde “İçimiz yanıyor çok üzgünüz hepimize geçmiş olsun” falan gibi bir şey vardı da videoda görünmüyor muydu.
Gerçekten üzerinde çok düşünmemiz gereken sadece bu hanım kızımızı hedef tahtasına koyup çözebileceğimizi düşünmememiz bir konu bu. Gençlere nasıl örnek olduğumuza bir bakmamız lazım. Ülkedeki siyaset ikliminin hakim unsurları olan yetişkinlerin önce aynaya bakmaları lazım. Karşı tarafa mesnetli mesnetsiz en ağır şekilde saldırmanın bir referans haline gelmesinin engellenmesi lazım. Lazım da lazım. Ama çok zor işimiz, bütün bunların yapılabilmesi için en azından şu önümüzdeki seçimi bir atlatmamız lazım.
Bakın aynı gün İngiltere Kraliçesi öldü. Bütün dünyada taziye mesajları yayınlandı bizim sosyal medyamızda da taziyeler de gördük, taziye mesajı yazanlara İngiliz ajanı muamelesi yapanları da, kraliçenin ardından hakaretler yağdıranları da. Bu üç tepki şeklinin ikisi olabilir sınırları içinde. Ama şu taziye yazanlara İngiliz ajanı muamelesi yapılması. Sonra bugün ana akım medyadaki bazı köşelerde o imaların devam etmesi işte o hanım kızımızın çektiği videoya sebep oluyor, İzan kayboluyor. Bu durumdan en azından çocuklarımızı korumak zorundayız ama, yoksa sonuçlarına hep birlikte katlanırız.