Na
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 12,368
- Puanları
- 1
Hilâl-i Ahmer’e çalışmak.
Evet, çalışmak gönüllülük esası ile çalışmak. Burada hiçbir zaman önde olma, yaptığı işin önüne geçme, gereksiz konuşma, hırs yapma, yapılacak iyi işleri engelleme gibi unsurlar olmaz.
Evet, eskiden öyleydi.
Çünkü eskiden bir “değerler” sistemi vardı. Az çok bugün en üst kademe de çalışanların kapasitesi, böyle güzide kurumların daha öğrenme, kendini geliştirme safhasında yer alabilecek, olan kişilerdi. Öyle böyle değildi sistem. Cumhuriyet kazanımları bunun sistemini kurdu, büyüttü ve miras bıraktı. Diploma sahibi olmak, hiçbir zaman yeterli sonucu oluşturmaz sadece sonuca giden yolda, gerekli argümanlardan birisidir. Eğer yöntem ve oluşacak durumda, sisteminiz yok ise hepsi birer çöptür.
Evet, bunca çürümüşlük altında maalesef üzülerek izlemedeyiz. En başlarda anlatmaya çalıştıklarımızı anlamayan, kendi hırslarına maalesef ki yenik düşmüş zihniyetler hâla neyin, neresinde, ne kadar, neyi yapması gerektiğinin farkında değil. Mütemadiyen konuşma ve kendini pazarlama taktikleri. Bu balığın baş kısmı, susup da olan biteni, kendi menfaatleri için gün dolduranlar için, zaten her şey hep hava, civaydı. Emin olunuz ki hemen hemen çoğu yerde de böyle.
KİMSEYE ETMEM ŞİKÂYET
Yazmak, sonradan oluşan bir olgu, değildir. Hiçbir zaman olmadı. Bu bir yetenektir. Ve sadece yetenekte yetmez, farklı gerekli ve önemli unsurlar gerekir. Sanatçı olunmaz, doğulur. Herkes, kendine has bir yetenek, üslup ile doğar. Bazı ekstrem, özel, olağan üstü durumlarda; bazı insanlar çıkabilir. Onlar zaten son anda değil varlıklarının derinliğinde hâkim olduklarını, her daim, yaşar ve yaşatırlar. Bakın, sığ denizde boğulmak demiyorum. Bu, son olaylar yeterince anlatabildi mi, pek sanmıyorum. Kendinde olmayanı, bir başkasında olduğu için alaşağı etmenin durumlarının tezahürü açık ve net olarak, artık her katmanda. Oysa, Millî Mücadele, yıllarında zaten ön saflarda olanlar; gerek zekâ, gerek ön görü, gerek bilgi ve donanımı ile yeterli olan bireylerdi. Bunların en başında da Mustafa Kemal ATATÜRK’ün baş tacı yaptığı, kadınlar gelir. Hilal-i Ahmer’in, yani Kızılay’ın Melekleri. Çoğu edebiyatçı, yazar, şair ve gazeteci. Öncü olan doktorlar ve hemşireler ile destanlar yazdılar. Hani bizlerin, hazır teslim aldığımız, sıfır kilometre, değerlerimiz, atalarımızın mirası…
Evet, çalışmak gönüllülük esası ile çalışmak. Burada hiçbir zaman önde olma, yaptığı işin önüne geçme, gereksiz konuşma, hırs yapma, yapılacak iyi işleri engelleme gibi unsurlar olmaz.
Evet, eskiden öyleydi.
Çünkü eskiden bir “değerler” sistemi vardı. Az çok bugün en üst kademe de çalışanların kapasitesi, böyle güzide kurumların daha öğrenme, kendini geliştirme safhasında yer alabilecek, olan kişilerdi. Öyle böyle değildi sistem. Cumhuriyet kazanımları bunun sistemini kurdu, büyüttü ve miras bıraktı. Diploma sahibi olmak, hiçbir zaman yeterli sonucu oluşturmaz sadece sonuca giden yolda, gerekli argümanlardan birisidir. Eğer yöntem ve oluşacak durumda, sisteminiz yok ise hepsi birer çöptür.
Evet, bunca çürümüşlük altında maalesef üzülerek izlemedeyiz. En başlarda anlatmaya çalıştıklarımızı anlamayan, kendi hırslarına maalesef ki yenik düşmüş zihniyetler hâla neyin, neresinde, ne kadar, neyi yapması gerektiğinin farkında değil. Mütemadiyen konuşma ve kendini pazarlama taktikleri. Bu balığın baş kısmı, susup da olan biteni, kendi menfaatleri için gün dolduranlar için, zaten her şey hep hava, civaydı. Emin olunuz ki hemen hemen çoğu yerde de böyle.
KİMSEYE ETMEM ŞİKÂYET
Yazmak, sonradan oluşan bir olgu, değildir. Hiçbir zaman olmadı. Bu bir yetenektir. Ve sadece yetenekte yetmez, farklı gerekli ve önemli unsurlar gerekir. Sanatçı olunmaz, doğulur. Herkes, kendine has bir yetenek, üslup ile doğar. Bazı ekstrem, özel, olağan üstü durumlarda; bazı insanlar çıkabilir. Onlar zaten son anda değil varlıklarının derinliğinde hâkim olduklarını, her daim, yaşar ve yaşatırlar. Bakın, sığ denizde boğulmak demiyorum. Bu, son olaylar yeterince anlatabildi mi, pek sanmıyorum. Kendinde olmayanı, bir başkasında olduğu için alaşağı etmenin durumlarının tezahürü açık ve net olarak, artık her katmanda. Oysa, Millî Mücadele, yıllarında zaten ön saflarda olanlar; gerek zekâ, gerek ön görü, gerek bilgi ve donanımı ile yeterli olan bireylerdi. Bunların en başında da Mustafa Kemal ATATÜRK’ün baş tacı yaptığı, kadınlar gelir. Hilal-i Ahmer’in, yani Kızılay’ın Melekleri. Çoğu edebiyatçı, yazar, şair ve gazeteci. Öncü olan doktorlar ve hemşireler ile destanlar yazdılar. Hani bizlerin, hazır teslim aldığımız, sıfır kilometre, değerlerimiz, atalarımızın mirası…
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.