Na
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 12,368
- Puanları
- 1
İklim adaleti diye bir kavram var. Aslında bir adaletsizliği dile getiriyor. “ İklim değişikliğinin yaşanmasında en az sorumluluğa sahip olanların, iklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla etkilenenler olması” şeklinde tanımlanabilir. Örneğin iklim krizinin sonuçlarından biri olan aşırı yağışlar sebebiyle meydana gelen sel olayını ele alalım. Haziran ayında Pakistan’da yaşananın sel baskınının boyutlarını, son günlerde California’da yaşanan sel baskınında görmüyoruz mesela. Pakistan’da ülkenin 3 de biri yok olup can kaybı bin 700 e ulaşırken, 3 haftadır aşırı yağış ve fırtınaya maruz kalan California’da 19 kişi hayatını kaybetti. Bu felaketin Pakistan’da yarattığı maddi kayıp 40 milyar dolarken, California’daki zararın bir iki milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor AccuWeather tarafından (Ulusal Mevcut Hava Durumu). Diyeceğim o ki, iklim krizi bile “ye kürküm ye misali” zengin olan ülkeye daha az zarar veriyor. Elbette alınabilen önlemler sebebi ile.
Bununla birlikte son zamanlarda İKLİM KRİZİ hem ülkemizde hem de tüm dünyada bir kısım varlıklı insanın canını çok sıkıyor. Yağmayan kar nedeniyle kayak merkezlerinde iptal edilen kış tatilleri sebebi ile. Kar yok dolayısı ile kar tatili de yapılamıyor. Sömestr tatilin başladığı bu gün Türkiye’nin ve dünyanın kayak merkezleri boş kalmış durumda.
Beklenen kar yağışı bir türlü başlamadı. Böyle olunca da Türkiye’deki birçok kayak pisti açılamadı. Erciyes’te 300 bin ton suni kar yapılarak pistler hizmet vermeye başladı, o karın yapımının da tonlarca karbondioksit salımı demek olduğu düşünülürse, bir kısırdöngü yaşanıyor olması çok üzücü. Yağmayan kar için enerji tüketilerek kar yapılması, tüketilen enerjinin sera gazlarının artışına katkı sağlaması. Hangisi daha kötü bilemedim.
[H4]Değişen iklim şartları ile birlikte kar yağışı giderek daha öngörülemez hale geliyor ve kayak merkezlerinin suni karlamaya olan ihtiyacı daha da artıyor. Kar yapmak karmaşık bir denklem. Teknik makineler, su, yüksek basınçlı çok fazla su pompalama yeteneği, havayı sıkıştırmak için çok fazla enerji ve insan gücü içerir. Dolayısı ile karbondioksit salımı, dolayısı ile sera gazlarının artması, netice de iklim krizinin desteklenmesi. Kar Yapma Danışmanlık şirketi SnowConsult LLC Başkanı Robin Smith’in her sezon kayak merkezlerinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 67'sinin kar yapmaya gittiğini tahmin ettiğini söylemesi gerçekten ürkütücü...[/H4]
Bununla birlikte son zamanlarda İKLİM KRİZİ hem ülkemizde hem de tüm dünyada bir kısım varlıklı insanın canını çok sıkıyor. Yağmayan kar nedeniyle kayak merkezlerinde iptal edilen kış tatilleri sebebi ile. Kar yok dolayısı ile kar tatili de yapılamıyor. Sömestr tatilin başladığı bu gün Türkiye’nin ve dünyanın kayak merkezleri boş kalmış durumda.
Beklenen kar yağışı bir türlü başlamadı. Böyle olunca da Türkiye’deki birçok kayak pisti açılamadı. Erciyes’te 300 bin ton suni kar yapılarak pistler hizmet vermeye başladı, o karın yapımının da tonlarca karbondioksit salımı demek olduğu düşünülürse, bir kısırdöngü yaşanıyor olması çok üzücü. Yağmayan kar için enerji tüketilerek kar yapılması, tüketilen enerjinin sera gazlarının artışına katkı sağlaması. Hangisi daha kötü bilemedim.
[H4]Değişen iklim şartları ile birlikte kar yağışı giderek daha öngörülemez hale geliyor ve kayak merkezlerinin suni karlamaya olan ihtiyacı daha da artıyor. Kar yapmak karmaşık bir denklem. Teknik makineler, su, yüksek basınçlı çok fazla su pompalama yeteneği, havayı sıkıştırmak için çok fazla enerji ve insan gücü içerir. Dolayısı ile karbondioksit salımı, dolayısı ile sera gazlarının artması, netice de iklim krizinin desteklenmesi. Kar Yapma Danışmanlık şirketi SnowConsult LLC Başkanı Robin Smith’in her sezon kayak merkezlerinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 67'sinin kar yapmaya gittiğini tahmin ettiğini söylemesi gerçekten ürkütücü...[/H4]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.