Na
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 12,368
- Puanları
- 1
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, Marmara Bölgesi’nde eylülde uzun yıllar yağış ortalaması 41,7 milimetre olarak ölçüldü. Bölgeye geçen yıl eylül ayında 22,9 milimetre, bu yıl aynı ayda ise 25,1 milimetre yağış düştü.
Bölgede eylül yağışları, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 40 azalırken geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 arttı.
Eylül ayında Çanakkale ve Tekirdağ’da yağışlar yüzde 80’den fazla azalma gösterdi. Aynı dönemde İstanbul’un batısında 10-15 gün aralığında yağış görüldü.
[H3]”Yağışlar azaldı”[/H3]
Yağışların azalması sebebiyle İstanbul barajlarındaki doluluğun yüzde 44’e düşmesi suyun tasarrufu ve kaynakların koruma konusunu yeniden gündeme getirdi.
İstanbul Aydın Üniversitesi meteoroloji uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Güven Özdemir yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde eylüldeki yağışların normaline ve geçen yılın aynı dönemine göre azaldığını söyledi.
Marmara Bölgesi’nde ise geçen ay yağışların normaline göre azaldığını ve geçen yılın aynı dönemine göre arttığını belirten Özdemir, ”Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde su sıcaklıkların fazla olması Marmara Bölgesi’ndeki yağışları etkiledi. Ayrıca kuzeyli rüzgarlar da geçen ay Marmara Bölgesi’nde yağışların biraz artmasına neden oldu.” diye konuştu.
[H3]”Suyun tasarrufu önemlidir”[/H3]
Özdemir, parça parça yağış olmasına rağmen kuraklığın halen devam ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
”Bu durum büyük çoğunlukla küresel iklimsel değişikliğinden kaynaklanıyor. Pasifik Okyanus üstünde cereyan eden sistemler tüm dünya iklimini etkiliyor. ’La Nina’ etkisi bu yıl da bahar aylarına kadar devam edecektir. Bu etkiyle birlikte tekrar kuraklık ve soğuk hava söz konusu olacaktır. Etki zayıfladıktan sonra yağışlar biraz artabilir. Su kıtlığı, su stresi çeken bir ülkeyiz. Su kıtlığına doğru gidiyoruz. Bunun için gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Ovalarımıza, tarım alanlarımıza yetecek kadar su kanalları yapılmalıdır. Suların bu şekilde taşınması ve su biriktirilmesi gerekiyor. Devletimiz bunun için çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca Marmara Bölgesi’nde tarım yılı yağışları normallere yakın durumda.”
Yağışların azalmasının İstanbul’daki barajlarda da etkisini gösterdiğini dile getiren Özdemir, ”İstanbul’da barajlardaki doluluk yüzde 44’lere düşmüş durumda. Suyun tasarrufu önemlidir ve dikkatli olunmalıdır. Su kaynaklarımızı en fazla bir şekilde korumalıyız. İstanbul’da su kullanımı çok artmış durumda. Nüfusun yoğun olması barajlardaki doluluk oranını azaltıyor” ifadelerini kullandı.
[H3]”Kuraklık en şiddetli şekilde hissedilmeye başlandı”[/H3]
Marmara Bölgesi’nde ekim yağışlarının iyi gözüktüğünün altını çizen Özdemir, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için bu durumun böyle olmadığını ifade etti.
Özdemir, yağışların az olmasının kuraklığın en önemli göstergesi olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
”Son 10 yıllık dönemde kuraklık en şiddetli şekilde hissedilmeye başlandı. İnsanlığı tehdit eder duruma geldi. Kuraklık günümüzün en büyük afetidir. Bu nedenle akıllı davranılması gerekmektedir. Atık suların geriye dönüşümü sağlanmalı, yağmur suları mutlaka biriktirilmeli. Yok edilen ormanların yeniden oluşturulma çalışmalarına hız verilmesi, tarım alanlarının sulama sistemlerinin yenilenme ve modernize etme çalışmalarının acilen yapılması gerekiyor.”
Bölgede eylül yağışları, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 40 azalırken geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 arttı.
Eylül ayında Çanakkale ve Tekirdağ’da yağışlar yüzde 80’den fazla azalma gösterdi. Aynı dönemde İstanbul’un batısında 10-15 gün aralığında yağış görüldü.
[H3]”Yağışlar azaldı”[/H3]
Yağışların azalması sebebiyle İstanbul barajlarındaki doluluğun yüzde 44’e düşmesi suyun tasarrufu ve kaynakların koruma konusunu yeniden gündeme getirdi.
İstanbul Aydın Üniversitesi meteoroloji uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Güven Özdemir yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde eylüldeki yağışların normaline ve geçen yılın aynı dönemine göre azaldığını söyledi.
Marmara Bölgesi’nde ise geçen ay yağışların normaline göre azaldığını ve geçen yılın aynı dönemine göre arttığını belirten Özdemir, ”Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde su sıcaklıkların fazla olması Marmara Bölgesi’ndeki yağışları etkiledi. Ayrıca kuzeyli rüzgarlar da geçen ay Marmara Bölgesi’nde yağışların biraz artmasına neden oldu.” diye konuştu.
[H3]”Suyun tasarrufu önemlidir”[/H3]
Özdemir, parça parça yağış olmasına rağmen kuraklığın halen devam ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
”Bu durum büyük çoğunlukla küresel iklimsel değişikliğinden kaynaklanıyor. Pasifik Okyanus üstünde cereyan eden sistemler tüm dünya iklimini etkiliyor. ’La Nina’ etkisi bu yıl da bahar aylarına kadar devam edecektir. Bu etkiyle birlikte tekrar kuraklık ve soğuk hava söz konusu olacaktır. Etki zayıfladıktan sonra yağışlar biraz artabilir. Su kıtlığı, su stresi çeken bir ülkeyiz. Su kıtlığına doğru gidiyoruz. Bunun için gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Ovalarımıza, tarım alanlarımıza yetecek kadar su kanalları yapılmalıdır. Suların bu şekilde taşınması ve su biriktirilmesi gerekiyor. Devletimiz bunun için çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca Marmara Bölgesi’nde tarım yılı yağışları normallere yakın durumda.”
Yağışların azalmasının İstanbul’daki barajlarda da etkisini gösterdiğini dile getiren Özdemir, ”İstanbul’da barajlardaki doluluk yüzde 44’lere düşmüş durumda. Suyun tasarrufu önemlidir ve dikkatli olunmalıdır. Su kaynaklarımızı en fazla bir şekilde korumalıyız. İstanbul’da su kullanımı çok artmış durumda. Nüfusun yoğun olması barajlardaki doluluk oranını azaltıyor” ifadelerini kullandı.
[H3]”Kuraklık en şiddetli şekilde hissedilmeye başlandı”[/H3]
Marmara Bölgesi’nde ekim yağışlarının iyi gözüktüğünün altını çizen Özdemir, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için bu durumun böyle olmadığını ifade etti.
Özdemir, yağışların az olmasının kuraklığın en önemli göstergesi olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
”Son 10 yıllık dönemde kuraklık en şiddetli şekilde hissedilmeye başlandı. İnsanlığı tehdit eder duruma geldi. Kuraklık günümüzün en büyük afetidir. Bu nedenle akıllı davranılması gerekmektedir. Atık suların geriye dönüşümü sağlanmalı, yağmur suları mutlaka biriktirilmeli. Yok edilen ormanların yeniden oluşturulma çalışmalarına hız verilmesi, tarım alanlarının sulama sistemlerinin yenilenme ve modernize etme çalışmalarının acilen yapılması gerekiyor.”
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.