Webmaster Destek Forumu

Yarınların için bir şey yapmazsan, ölene dek Alarm kurmaya mahkumsun !
İletişim
  • Webmaster forumu olarak, web geliştirme ve dijital pazarlama gibi konularda bilgi paylaşımı yapabileceğiniz webmaster sitesi ve freelancer forumu kategorilerimizle size en iyi deneyimi sunuyoruz! katılım ve kullanım tamamen Ücretsizdir!

İstanbul’un orta yeri sinema…

Big

Forum Üyesi
Katılım
18 Eki 2022
Mesajlar
1,811
Puanları
0
İnce, uzun ve beyaz ışıltılı bir güzel olan Kız Kulesi, belki de üç yüz yıldır aşık olduğu ama bunu kimselere söyleyemediği Galata Kulesi'ne bakıyor. İstanbul'a hüzünlü bir akşam iniyor. Çok aşağılarda, yorgun ve varacakları limanlar belirsiz şilepler, öylece Karaköy’e sığınmış duruyor. Kımıltısızlar. Birazdan Sadri Alışık Karaköy meydanını sarhoş adımlarla geçip, Yüksekkaldırım’dan yukarıya tırmanacak. ‘Balıkçı Osman” filminin o günkü sahneleri tamamlanacak…

Fazla geniş olmayan tahta tablada bir yumak halinde uyuklayan bembeyaz tavşanlardan biri, kırçıl bıyıklı adamın dokunmasıyla isteksizce uyanıyor. Kulaklarını titreterek tablanın kenarına geliyor ve orada sıralanmış minnacık zarflardan birini pespembe burnuyla ittirip, yerinden çıkarıyor. Kırçıl bıyıklı adam, karşısında heyecanla onu bekleyen genç kıza dönüyor ve tavşanın çektiği “niyet”i okuyor. “Bahçe sana, bağ bana / Değme zincir kar etmez / Zülfün teli bağ bana…”

Genç kız mutlulukla gülümseyip uzaklaşıyor. İstanbul'da gün devrilmeye başlıyor. Biraz sonra Ahırkapı açıklarında tekmil Marmara'yı hüzünlü bir zakkum pembesine boyayarak batmaya gidecek olan güneş, Sultanahmet Camii'nin mavi çinilerini son bir kez okşuyor.

Arkada çok eski bir Ayasofya görünüyor. Aşağılardaki Gülhane Parkı'nda hiç kimsenin, hatta polisin bile fark edemediği bir ceviz ağacı altındaki ayakkabı boyacısı, “dükkanı kapatıyor”. “Kara Gözlüm” filminde, Kadir İnanır ve Türkan Şoray'a ağaçlarını yavaşça yitirmekte olan bir İstanbul eşlik ediyor.

Sirkeci Garı'nda
bir zamanlar Agatha Chiristie'nin bindiği Orient Ekspresi'nin son yolcularının son bir sepya fotoğrafını çeken “şipşakçı” da körüklü Zenith makineyi topluyor, üçayaklı sehpayı sırtına vurup, Sultanahmet Meydanı'na doğru yürüyor.

İşte bu niyetçi, ayakkabı boyacısı ve sokak fotoğrafçısı “Üç Arkadaş”, Sultanahmet Meydanı'nda buluşuyor. İçinde gözleri görmeyen Muhterem Nur’un yaşadığı evlerinin yolunu tutuyorlar.

Kameralar çalışıyor ve İstanbul, kare kare, kenarları tırtıklı bir film bobinine zapt ediliyor.

Memduh Ün'ün “Üç Arkadaş” filminde; Muhterem Nur, Fikret Hakan, Semih Sezerli ve Salih Tozan, nice bahtsız halayığın denize atıldığı söylenen bir “Sarayburnu” panoraması önünde, Marmara'nın yorgun sularının sahile vurduğu tenha yolda kol kola yürüyorlar. Güneş batıyor. “Motor stop”. Film çekimi o günlük bitiyor.

Ama İstanbul yeni başlıyor…

İnce uzun bir adam. Anadolu'ya tayini çıkmış bir mühendis. Sevgili anneciğinin hastalandığını haber alıyor ve memleketi İstanbul'a dönüyor. Sıkıntılı ve yalnız. Bir kitapçı dükkanında uzun kirpikli bir kızla karşılaşıyor. Kızın, gizli mumlarla aydınlatılıyormuş gibi görünen geniş bir alnı, kıvırcık kirpiklerinin gölgelediği elmacık kemikleri var. İri gözleri ciddi. Siyah saçları çoktandır süren bir yalnızlığın vahim gölgesini taşıyor.

İri ve ciddi gözlü Selma Güneri ile “Son Kuşlar”daki rolü icabı mühendis olmuş ince uzun Ediz Hun, yan yana Altınboynuz'a bakıyorlar. Yönetmen Erdoğan Tokatlı, “motor stop” diyor. Yorgun sinema işçileri kabloları topluyor, vizörleri kapatıyor. Son Kuşlar filmindeki “Sekans 32” bitiyor.

Ama İstanbul yeni başlıyor…

Fatih’e gidecek olan 34/A numaralı turuncu renkli belediye otobüsü, Aksaray meydanında yolcu alıyor. Otobüs şoförü Kemal, hareket saatini bekliyor. “Gelmeyecek mi acaba?” endişesi içinde.
Hareket işareti veriliyor. Kemal, sevdiği kızı görememenin hüznüyle motoru çalıştırıyor. Deminden beri derin nefesler çektiği sigarasını tam söndürürken, üniversite öğrencisi güzeller güzeli Nevin de geliyor. Saçlar Farah Diba. Üzerinde Dior'un son modelinin taklidi Mahmutpaşa işi bir kadife manto. Beyazıt'ta inecek ve o güzelim başını havaya kaldırıp, ağır Arjantin tangosu adımlarla “Hukuk Mektebi”ne doğru yürüyecek.

Yönetmen Ertem Göreç'in “Otobüs Yolcuları”
filminin bir sahnesi daha sona eriyor. Üniversite öğrencisi Nevin rolündeki Türkan Şoray salınarak yürüyor. Şoför Ayhan Işık, görür görmez vurulduğu Nevin’in arkasından içi ürpererek bakıyor. Yeşilçam’ın kotardığı en iyi filmlerden biri olan “Otobüs Yolcuları” filminin o gün çekilecek sahneleri de böylece sona eriyor…

Bu filmler çekildi ve bitti. Nedir, o siyah-beyaz filmlerin bizdeki anıları hiç bitmeyecek. Unutmayalım ki, Orhan Veli’nin dediği gibi, “İstanbul'un orta yeri sinema”dır ve bu şehir her filmden sonra yeniden başlar.

“Altın çağını” yaşamakta olan Türk sinemasını, hemen her gün gösterime giren “Aşk Sana Benzer”, “Mucize”, “İçimdeki Ses” gibi yeni filmleri gördükçe, ben de anlatmaya çalıştığım bu eski ve unutulmaz Yeşilçam filmlerini düşünüyorum


Türk sinemasının kalbi olan Yeşilçam, Türkiye’nin aynasıdır ve bizler o aynaya her baktığımızda boylu boyunca kendimizi görürüz.

Gonk. Susalım lütfen, film başlıyor…

 

Webmaster Forumları

Webmaster forumu arayanlar için en doğru adreslerden biri olan sitemiz, geniş içerik yelpazesiyle webmaster dünyasına dair her türlü ihtiyacınıza cevap vermektedir. Xenforo destek hizmetlerimizden faydalanabilir, ücretsiz scriptler ve ücretsiz backlink olanaklarından yararlanabilirsiniz. Sitemiz ayrıca, SEO çalışmaları yapmak isteyenler için en kapsamlı SEO forumları arasında yer almaktadır.

Webmaster Forumu

Sitemizde makale satışı, link değişimi, web site tanıtımı gibi işlemleri güvenle gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle tanıtım yazısı ile sitenizin görünürlüğünü artırabilir, geniş kitlelere ulaşabilirsiniz. Ayrıca, sosyal medya uzmanlarına yönelik özel bir sosyal medya forumu ile dijital dünyada fark yaratmak isteyen herkesin buluşma noktasıyız.

Katılım sağlamak ve bilgi paylaşımında bulunmak için türkçe webmaster forumları arasında en iyisi olan platformumuzda siz de yerinizi alın!

Üst