Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Margot Robbie’nin, Barbie, başarısı gölgelenirken çekimleri kendisinin memleketi olan Avustralya’nın güzel doğası ile harmanlanmış ve içinde Opera Binasını temel alıp, nikâh dairesi, alt yapısını ormanları içinde yaşayan Koala ile bütünleyen film “Anyone But You”/ “Senden Başka Herkes” romantik komedi seçkisi olarak karşımıza yine Barbie ve Ken karakterine göndermeler ile geliyor.
İLK GÖRÜŞTE AŞK
İlk görüşte aşka inanır mısınız, bilmem ama bu filmde işin içine tüm sakarlıklara rağmen, karşılığında nezaket ve hiçbir art niyet olmaksızın, temiz duygularla bir karşılaşma, kendilerinden bağımsız gelişen olaylara rağmen kaderin, kendileri için çizdiği rolde, Beatrice yani Bea ( Sydney Sweeney) ve Ben(Glen Powel)’nin, Bea’nin doğal sakarlıkları ile gülümseten, yine doğal oyunculukları ile belki de çoğumuzun unuttuğu, çıkarsız ve saf aşk olgusunu, tam da ihtiyacımızdan fazlası olarak veriyor.
14 Şubat Sevgililer Gününe, haldır haldır yetiştirilmediği belli. Ortaya uzun vadede bir aşk serüveninde; gerçeklik, iletişim, çiftlerin birbirlerini artıya kattıkları değerleri ile farklı bakış açısı sunmakta. Bu sıcacık film, izleyenin içini ısıtacağı gibi aynı zamanda da gülümsetebiliyor çünkü kendisinden de izler bulabilmesine imkân tanıyor.
Analizler ile uğraşan Ben’in, Avukat’lık okuyan ama hiç okumak istemediğini, Ben’den aldığı destek ve kendisine bile açıklayamadığı duyguların sarmalında, hayatında kimseye anlatamadıklarını birbirleri ile paylaştıklarını fark ederler. Bea’nin, henüz ilk buluşmada hissetmeye başladığının, karşılıksız olmaması, ilerleyen süreçte bir ara birbirlerini tam anlayamadan kopar gibi olsalar da aslında kazandıkları film bütününde sunuluyor.
Her filmde hemen hemen kullanılan ve Avrupa’nın gözde mekânları, İtalya ve Fransa’dan çıkıp, çok farklı bir konsept olarak, bizleri Avustralya’da çok önemli opera binası olan “Sydney Opera Binası”da buluşturuyor. Tıpkı bizim Süreyya Opera binamız gibi. Ve burası erkeğin yani Ben’in, kadınına Bea’ye verdiği sözün nişanesi olarak, filmin sonuna doğru açılımını sunuyor.
Friends With Benefits ve Easy A filmlerinin yönetmeni, Will Gluck’un, aktarımı ile bilhassa Sydney Opera Binasındaki çekimler, gerçek köpekbalıklarının bu sularda fazla bulunması nedeni ile canlı yaşamaları, oyuncuların şahitliklerinin bununla da sınırlı kalmaması, örümcek sahnesinde gerçekten ısırılma olayının heyecanı, filmin sonunda kamera arkası görüntülerde aktarılmakta.
Gerçek aşkı bulmuş olanların, her ne olursa olsun, başkalarını araya sokmamalarını öğütleyen olması yanında gülümseten yanları da oldukça çok olan film temposu da iyi ilerliyor.
Ben’in korkularına karşı terapi niteliğinde dinlediği ve o demeden, hangi şarkı olduğunu bilen aslında sadece şarkı değil birbirlerinin neyi, nasıl sevdiklerini çok kısa sürede bilen ve o şarkının sözlerinde geçtiği gibi:
“Kollarını aç, hikâyen şimdi başlıyor.”
Duygu dolu, içimizi ısıtan, aşka saygı ve bakışı, sevginin bütünlüğü ile harmanlayan, sıcak ve öğretici film seçkisi ile tabii ki kaçırmayın.
İLK GÖRÜŞTE AŞK
İlk görüşte aşka inanır mısınız, bilmem ama bu filmde işin içine tüm sakarlıklara rağmen, karşılığında nezaket ve hiçbir art niyet olmaksızın, temiz duygularla bir karşılaşma, kendilerinden bağımsız gelişen olaylara rağmen kaderin, kendileri için çizdiği rolde, Beatrice yani Bea ( Sydney Sweeney) ve Ben(Glen Powel)’nin, Bea’nin doğal sakarlıkları ile gülümseten, yine doğal oyunculukları ile belki de çoğumuzun unuttuğu, çıkarsız ve saf aşk olgusunu, tam da ihtiyacımızdan fazlası olarak veriyor.
14 Şubat Sevgililer Gününe, haldır haldır yetiştirilmediği belli. Ortaya uzun vadede bir aşk serüveninde; gerçeklik, iletişim, çiftlerin birbirlerini artıya kattıkları değerleri ile farklı bakış açısı sunmakta. Bu sıcacık film, izleyenin içini ısıtacağı gibi aynı zamanda da gülümsetebiliyor çünkü kendisinden de izler bulabilmesine imkân tanıyor.
Analizler ile uğraşan Ben’in, Avukat’lık okuyan ama hiç okumak istemediğini, Ben’den aldığı destek ve kendisine bile açıklayamadığı duyguların sarmalında, hayatında kimseye anlatamadıklarını birbirleri ile paylaştıklarını fark ederler. Bea’nin, henüz ilk buluşmada hissetmeye başladığının, karşılıksız olmaması, ilerleyen süreçte bir ara birbirlerini tam anlayamadan kopar gibi olsalar da aslında kazandıkları film bütününde sunuluyor.
Her filmde hemen hemen kullanılan ve Avrupa’nın gözde mekânları, İtalya ve Fransa’dan çıkıp, çok farklı bir konsept olarak, bizleri Avustralya’da çok önemli opera binası olan “Sydney Opera Binası”da buluşturuyor. Tıpkı bizim Süreyya Opera binamız gibi. Ve burası erkeğin yani Ben’in, kadınına Bea’ye verdiği sözün nişanesi olarak, filmin sonuna doğru açılımını sunuyor.
Friends With Benefits ve Easy A filmlerinin yönetmeni, Will Gluck’un, aktarımı ile bilhassa Sydney Opera Binasındaki çekimler, gerçek köpekbalıklarının bu sularda fazla bulunması nedeni ile canlı yaşamaları, oyuncuların şahitliklerinin bununla da sınırlı kalmaması, örümcek sahnesinde gerçekten ısırılma olayının heyecanı, filmin sonunda kamera arkası görüntülerde aktarılmakta.
Gerçek aşkı bulmuş olanların, her ne olursa olsun, başkalarını araya sokmamalarını öğütleyen olması yanında gülümseten yanları da oldukça çok olan film temposu da iyi ilerliyor.
Ben’in korkularına karşı terapi niteliğinde dinlediği ve o demeden, hangi şarkı olduğunu bilen aslında sadece şarkı değil birbirlerinin neyi, nasıl sevdiklerini çok kısa sürede bilen ve o şarkının sözlerinde geçtiği gibi:
“Kollarını aç, hikâyen şimdi başlıyor.”
Duygu dolu, içimizi ısıtan, aşka saygı ve bakışı, sevginin bütünlüğü ile harmanlayan, sıcak ve öğretici film seçkisi ile tabii ki kaçırmayın.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.