enky
Forum Üyesi
- Katılım
- 15 Mar 2022
- Mesajlar
- 2,800
- Puanları
- 1
Soli Özel,
Özel yazısında öncelikli olarak Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisine eleştiri yapıyor; “Bugün asıl tartışmak istediğim konu aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlamsız bulduğum, anlamsızdan öte zamanlaması açısından feci, içeriği açısından sorunlu, yapılış tarzı açısından da yanlış bulduğum ABD gezisinin ardından onun olası Cumhurbaşkanı adaylığı.” Sonunda ise lafı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına getiriyor.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını; “Sonda söylenecek olanı başta söyleyeyim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı olmasını yanlış, daha da ötesi fazlasıyla riskli ve bu seçimlerin varoluşsal niteliğine uymayan bir sorumsuzluk olarak görüyorum.” değerlendiriyor.
Adaylığına dair tartışılması gereken asıl noktayı ise, “Ne var ki bu seçimlerdeki derdimiz ve tartışmamız gereken şey -oy alabilir mi alamaz mı tartışmalarına hiç girmeden- Kemal beyin bu makamı hak edip etmediği ya da en azından bu makama ulaşabilmek için gerekli niteliklere sahip olup olmadığı.” olarak vurguluyor.
Asıl bakılması gereken nokta olarak ise, “Kemal Bey’in bir bakıma paraşütle indiği genel başkanlık makamına oturduktan sonra yaşananlar, partisinin siyasi kimliğine ne katkılar yaptığı ya da yapmadığı, bugünkü büyük mücadeleye girerken partisine bir şevk, enerji, “rant toplama sırası bize geldi” dışında bir iktidar hırsı zerkedip edemediğidir. Zorlu ve sert geçecek bir mücadele için, partinin o mücadelenin gerektirdiği azme sahip olup olmadığı, “geliyor gelmekte olan” rehavetinin dışına çıkıp çıkamayacağı, bir örgüt olarak inandığı bir değerin, uğruna her şeyi göze alabileceği bir “dava”sının bulunup bulunmadığı” sorularını yöneltiyor.
Özel yazısının devamında da; Kılıçdaroğlu’na sert sorular yöneltiyor. Bunlar arasında; Referandumda yaşanan damgasız oy pusulasına tepki verilmemesi, umut aşılayacak söylemler üretilememesi, dezenformasyon yasasının Meclis’ten geçmemesi için mücadele verilmemesi gibi noktalar mevcut.
[H3]Bilgehan Uçak’ın Kemal Bey’in adaylığı başlıklı yazısı[/H3]
Özel’in yazısında Kılıçdaroğlu’na verip veriştirdiğini söyleyen Uçak, Özel’in sorduğu;
“CHP’nin üst üste yaşadığı ve kendisini destekleyenlere yaşattığı hayal kırıklıklarının, dijital sistemin iflası faciasının, Ankara’da kazanılmış bir belediye başkanlığı seçiminin çalınmasına seyirci kalınmasının, iki kez beğensek de beğenmesek de Cumhurbaşkanı adayı diye öne çıkardığı isimlere destek vermemesinin hesabı verilmiş midir? Genel Başkanın siyasi utanç tarihine kazınması gereken ‘anayasaya aykırı olduğunu biliyoruz ama evet oyu vereceğiz’ diyerek dokunulmazlıkların paspas edilmesine yeşil ışık yakmasının, anayasayı ve Meclis’i anlamsızlaştırmasının muhasebesi yapılmış mıdır? Kendisi bunun ayıbını nasıl taşımaktadır?” sorularını insafsızlık ve hiçbir öneri getirememek olarak değerlendiriyor.
Uçak yazısının ana fikrini ise, “Herkese verdiğimiz değişebilme hakkının neden Kemal Kılıçdaroğlu’na asla verilmediğini ben şahsen anlayamıyorum.” diyerek belirtiyor.
Yazısının devamında ise Kılıçdaroğlu’nun olumlu gördüğü yönlerini paylaşıyor: Roboski’ye gitme, Şenyaşar ailesine ziyaret, Helalleşme yolculuğu, Altılı Masa vb. durumlar.
Özel’in, “CHP’nin sosyal demokrat bir kimliğin gerektirdiği özellikleri taşıyan bir parti olamamasının, sınıfsal meseleleri gündeme getirememesinin, bu ekonomik ortamda kitleye bunlar ülkeyi yönetebilir hissini yaşatamamasının, toplumu cezbedememesinin…” ifadelerine yanıt olarak ise; “CHP’nin toplumu cezbedememesinin hesabını herhalde en son Kılıçdaroğlu’na sorabiliriz.” diyor Uçak.
Aynı haber mecrasında; yazılan bir yazıyı direkt eleştirel nitelikte başka bir yazının yayınlanması sık görülen bir durum değil. Ancak aynı mecrada birebir aynı başlık ve görsel ile iki yazarın karşı karşıya gelmesi ise hiç karşılaşılan bir durum değil.
Kılıçdaroğlu'nun 13. Cumhurbaşkanlığına aday olma ihtimali sadece iktidara yakın medyada değil, CHP'ye yakınlığı ile bilinen
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
nda Kılıçdaroğlu’nu çeşitli örnekler de vererek sert bir biçimde eleştiriyor.Özel yazısında öncelikli olarak Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisine eleştiri yapıyor; “Bugün asıl tartışmak istediğim konu aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlamsız bulduğum, anlamsızdan öte zamanlaması açısından feci, içeriği açısından sorunlu, yapılış tarzı açısından da yanlış bulduğum ABD gezisinin ardından onun olası Cumhurbaşkanı adaylığı.” Sonunda ise lafı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına getiriyor.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını; “Sonda söylenecek olanı başta söyleyeyim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı olmasını yanlış, daha da ötesi fazlasıyla riskli ve bu seçimlerin varoluşsal niteliğine uymayan bir sorumsuzluk olarak görüyorum.” değerlendiriyor.
Adaylığına dair tartışılması gereken asıl noktayı ise, “Ne var ki bu seçimlerdeki derdimiz ve tartışmamız gereken şey -oy alabilir mi alamaz mı tartışmalarına hiç girmeden- Kemal beyin bu makamı hak edip etmediği ya da en azından bu makama ulaşabilmek için gerekli niteliklere sahip olup olmadığı.” olarak vurguluyor.
Asıl bakılması gereken nokta olarak ise, “Kemal Bey’in bir bakıma paraşütle indiği genel başkanlık makamına oturduktan sonra yaşananlar, partisinin siyasi kimliğine ne katkılar yaptığı ya da yapmadığı, bugünkü büyük mücadeleye girerken partisine bir şevk, enerji, “rant toplama sırası bize geldi” dışında bir iktidar hırsı zerkedip edemediğidir. Zorlu ve sert geçecek bir mücadele için, partinin o mücadelenin gerektirdiği azme sahip olup olmadığı, “geliyor gelmekte olan” rehavetinin dışına çıkıp çıkamayacağı, bir örgüt olarak inandığı bir değerin, uğruna her şeyi göze alabileceği bir “dava”sının bulunup bulunmadığı” sorularını yöneltiyor.
Özel yazısının devamında da; Kılıçdaroğlu’na sert sorular yöneltiyor. Bunlar arasında; Referandumda yaşanan damgasız oy pusulasına tepki verilmemesi, umut aşılayacak söylemler üretilememesi, dezenformasyon yasasının Meclis’ten geçmemesi için mücadele verilmemesi gibi noktalar mevcut.
[H3]Bilgehan Uçak’ın Kemal Bey’in adaylığı başlıklı yazısı[/H3]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
tamamen Soli Özel’in yazısına karşı çıkar nitelikte. Özel’in metninde yer alanları insafsızlık ve hiçbir öneri sunmamak olarak nitelendiriyor.Özel’in yazısında Kılıçdaroğlu’na verip veriştirdiğini söyleyen Uçak, Özel’in sorduğu;
“CHP’nin üst üste yaşadığı ve kendisini destekleyenlere yaşattığı hayal kırıklıklarının, dijital sistemin iflası faciasının, Ankara’da kazanılmış bir belediye başkanlığı seçiminin çalınmasına seyirci kalınmasının, iki kez beğensek de beğenmesek de Cumhurbaşkanı adayı diye öne çıkardığı isimlere destek vermemesinin hesabı verilmiş midir? Genel Başkanın siyasi utanç tarihine kazınması gereken ‘anayasaya aykırı olduğunu biliyoruz ama evet oyu vereceğiz’ diyerek dokunulmazlıkların paspas edilmesine yeşil ışık yakmasının, anayasayı ve Meclis’i anlamsızlaştırmasının muhasebesi yapılmış mıdır? Kendisi bunun ayıbını nasıl taşımaktadır?” sorularını insafsızlık ve hiçbir öneri getirememek olarak değerlendiriyor.
Uçak yazısının ana fikrini ise, “Herkese verdiğimiz değişebilme hakkının neden Kemal Kılıçdaroğlu’na asla verilmediğini ben şahsen anlayamıyorum.” diyerek belirtiyor.
Yazısının devamında ise Kılıçdaroğlu’nun olumlu gördüğü yönlerini paylaşıyor: Roboski’ye gitme, Şenyaşar ailesine ziyaret, Helalleşme yolculuğu, Altılı Masa vb. durumlar.
Özel’in, “CHP’nin sosyal demokrat bir kimliğin gerektirdiği özellikleri taşıyan bir parti olamamasının, sınıfsal meseleleri gündeme getirememesinin, bu ekonomik ortamda kitleye bunlar ülkeyi yönetebilir hissini yaşatamamasının, toplumu cezbedememesinin…” ifadelerine yanıt olarak ise; “CHP’nin toplumu cezbedememesinin hesabını herhalde en son Kılıçdaroğlu’na sorabiliriz.” diyor Uçak.
Aynı haber mecrasında; yazılan bir yazıyı direkt eleştirel nitelikte başka bir yazının yayınlanması sık görülen bir durum değil. Ancak aynı mecrada birebir aynı başlık ve görsel ile iki yazarın karşı karşıya gelmesi ise hiç karşılaşılan bir durum değil.
Kılıçdaroğlu'nun 13. Cumhurbaşkanlığına aday olma ihtimali sadece iktidara yakın medyada değil, CHP'ye yakınlığı ile bilinen
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ın sahibi olduğu Politikyol internet sitesinde bile fikir çatışmalarına neden olmuşa benziyor. Medyanın yandaş değil tarafsız olması esas dediğimizde ise bu karşılıklı yazılara ve yazıldığı alana şaşırılması da işin trajikomik yanı..