Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Sevgili Günlük, bugün asgari ücretle çalıştığım iş yerimden maaşımı alarak evime koştum. İlk iş hemen ev sahibime kiramı EFT yaptım. İnanır mısınız, yıl olmuş 2024 ve ben İstanbul gibi bir metropolde sadece 5.845 TL kira ödeyerek yaşıyorum. Gerçekten de bu bir mucize. Kiralar çok yüksek diyenleri asla anlamıyorum, bedavaya oturmayı mı planlıyorlar acaba?
Kendimi ne zamandır bir tuhaf hissediyordum, sanki gözüme perde inmiş de gerçekleri göremiyormuşum adeta her şey bir simülasyonmuş gibi. Hazır maaşımı almışken bir doktora gideyim dedim, 33 TL karşılığında muayene oldum. Kan değerlerimde yüksek orada nazar tespit edildi. Almanya’dan ülkemize gelen nazar ve kıskançlık dalgaları bu şekilde bünyeleri etkileyebiliyor dedi doktorum, aman hepimiz dikkatli olalım. Tedavimin bir parçası olarak eski Twitter, şimdiki X başta olmak üzere tarafsız haber ve bilgi alabileceğim tüm medya kanallarından uzak durmam gerektiğini öğrendim. Her şeyin başı sağlık olduğu için hemen doktorumun dediklerini uyguladım.
Evime doğru yürürken doğal antibiyotik alabilmek için marketten soğan aldım, kilosu 7 liraydı. Bu matematiğe göre bir doktor muayenesi = 5 kg soğan ücreti. İnsan hayret ediyor gerçekten, sen yıllarca oku çalış ve bu kutsal mesleği 5 kg soğan parasına yap. Doktorluk gerçekten çok kutsal bir meslek.
Evime doğru yürürken acıktığımı fark ederek köşedeki büfeden 77 TL karşılığında ekmek arası döner aldım. Bu sırada artan paramla da 206 TL lik cep telefonu faturamı ödedim. 75.499 TL ye satın aldığım (şuan piyasaki en son çıkan modeli baz aldım) telefonumun borcu 7000 sene sonra bitmiş olacak.
18 TL’ye aldığım buzlu kahvemi yudumlaya yudumlaya evime geldim. Kapıda gördüğüm komşum bana özel okulların akıl almaz fiyatları, yurt dışı çıkış harcına yapılması planlanan korkunç artış, doların karşısında eriyen Türk lirası, pazarda kilosu 200 liraya satılan kirazdan falan bahsettiyse de inanın soğuk kahvemin verdiği o güzel serinlikle bu dediklerinden hiçbir şey anlamadım. Zaten doktorum da kafanı karıştıracak şeyleri sakın kurcalama demişti.
Maaşımın arta kalanı ile kapı vizesi ile gireceğim Yunan Adalarında kısa bir tatil yapmayı planlıyorum. Bu sayede ülkemizde salgın halde bulunan kıskançlık ve fesatlık dalgasından da uzak kalabilirim.
Not: Ne yazık ki bu yazının gerçek olay ve kişilerle herhangi bir alakası yoktur.
Kendimi ne zamandır bir tuhaf hissediyordum, sanki gözüme perde inmiş de gerçekleri göremiyormuşum adeta her şey bir simülasyonmuş gibi. Hazır maaşımı almışken bir doktora gideyim dedim, 33 TL karşılığında muayene oldum. Kan değerlerimde yüksek orada nazar tespit edildi. Almanya’dan ülkemize gelen nazar ve kıskançlık dalgaları bu şekilde bünyeleri etkileyebiliyor dedi doktorum, aman hepimiz dikkatli olalım. Tedavimin bir parçası olarak eski Twitter, şimdiki X başta olmak üzere tarafsız haber ve bilgi alabileceğim tüm medya kanallarından uzak durmam gerektiğini öğrendim. Her şeyin başı sağlık olduğu için hemen doktorumun dediklerini uyguladım.
Evime doğru yürürken doğal antibiyotik alabilmek için marketten soğan aldım, kilosu 7 liraydı. Bu matematiğe göre bir doktor muayenesi = 5 kg soğan ücreti. İnsan hayret ediyor gerçekten, sen yıllarca oku çalış ve bu kutsal mesleği 5 kg soğan parasına yap. Doktorluk gerçekten çok kutsal bir meslek.
Evime doğru yürürken acıktığımı fark ederek köşedeki büfeden 77 TL karşılığında ekmek arası döner aldım. Bu sırada artan paramla da 206 TL lik cep telefonu faturamı ödedim. 75.499 TL ye satın aldığım (şuan piyasaki en son çıkan modeli baz aldım) telefonumun borcu 7000 sene sonra bitmiş olacak.
18 TL’ye aldığım buzlu kahvemi yudumlaya yudumlaya evime geldim. Kapıda gördüğüm komşum bana özel okulların akıl almaz fiyatları, yurt dışı çıkış harcına yapılması planlanan korkunç artış, doların karşısında eriyen Türk lirası, pazarda kilosu 200 liraya satılan kirazdan falan bahsettiyse de inanın soğuk kahvemin verdiği o güzel serinlikle bu dediklerinden hiçbir şey anlamadım. Zaten doktorum da kafanı karıştıracak şeyleri sakın kurcalama demişti.
Maaşımın arta kalanı ile kapı vizesi ile gireceğim Yunan Adalarında kısa bir tatil yapmayı planlıyorum. Bu sayede ülkemizde salgın halde bulunan kıskançlık ve fesatlık dalgasından da uzak kalabilirim.
Not: Ne yazık ki bu yazının gerçek olay ve kişilerle herhangi bir alakası yoktur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.