Popüler adıyla Şangay 5’lisi tam adıyla Şangay İş birliği Teşkilatı’nın son toplantısı memlekette bir Turan havası estirdi.
Aslında örgüt 1996 da kurulduğunda gerçekten 5 üyesi vardı ama şimdi 9 üye var. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın dediğine göre biz de kısa süre sonra üye olacağız. En azından amacımız bu, çok da zor olmasa gerek.
Örgüte katılacak olmamız bazı kesimlerce bir Turan habercisi olarak nitelense de örgütteki 9 ülkeden sadece 4’ü Türk devleti. Bunlardan Tacikler’in konuştuğu Tacikçe bir Fars lehçesi olarak kabul ediliyor örneğin, alfabe olarak da hem Fars, hem Kril, hem de latin alfabesini kullanıyorlar.
Kazakistan’ın resmi dili ise Kazakça ve Rusça, Kırgızistan’ın da resmi dili yine Kırgızca ve Rusça, Kırgızistan’da yaşayan Kırgızlar Kril alfabesini, Çinde yaşayanlar ise Arap alfabesini kullanıyorlar.
Zaten Rusya, Çin, Hindistan geri kalan 6 devletin tamamından daha büyük nüfusa, toprağa, ekonomik güce ve teknolojiye sahip. Özellikle de Çin ve Rusya zaten bu işin başlamasını sağlayan güçler. Teşkilat kurulurken de Rusya bu teşkilatın tek kutuplu dünyaya karşı oluşturulmuş bir iş birliği olacağını ifade etmişti. Yani aslında bu teşkilatın karşısında NATO var. Ama mesela Avrupa Birliği yok. Çünkü konuları farklı. Yine de bir askeri iş birliği teşkilatı olarak tanımlanmıyor. Daha çok Rusya ve Çin’in bölgedeki stratejilerini yürütmek adına faaliyet gösteren bir teşkilat konumunda, ama şimdilik. Son üye İran da bu oyunda aktif rol talebinde bulunacaktır elbette.
Şimdi biz Nato’daki Amerika ve İngiltere hegemonyasından rahatsız olarak bu tarafa meylediyor olabiliriz elbette ama birincisi bunu bir Turan hamlesi olarak algılamak algılatmak oldukça enteresan bir durum. İkincisi ABD ve İngiltere’nin baskın davranışlarından rahatsız olup Çin ve Rusya’nın demokratik, ve insani yaklaşımları nedeniyle taraf değiştiriyoruz diye de sormak gerekir. Sonra başka sorular gelir elbette akıllara bu işin maliyeti ne olur? Bu maliyeti kim öder?
Aslında geçtiğimiz Kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı aksakallısı Binali Yıldırım Rusya ve Çin’in Türk devletleri teşkilatının doğal üyesi olduklarını söyleyerek bu yeni nesil Turan anlayışının ilk sinyallerini de vermişti ama durum Turan’dan çok avrasyacılık şeklinde gelişiyor doğal olarak. Avrasyacılığın bu yeni hali de aslında Putin’in stratejilerinde önemli bir rolü olduğuna inanılan Alexsandr Dugin’in teorilerinden ilham alıyor gibi.
İşi daha fazla entelektüel bir halde izah etme gayretine gerek yok, durum oldukça açık aslında, batıdan, doğuya geçiş süreci yaşıyoruz her halimizle eksen değiştiriyoruz. Başta da söylediğim gibi bu çok zor olmaz bizim için elbette mesela Avrupa Birliğine girmek için önümüze konan şartlar Şangay birliği için hiçbir anlam ifade etmiyor nasıl olsa.
Şimdi aslında akıllara şöyle bir şey de gelmiyor değil, bu yukarıda bahsettiğimiz Avrasyacılık fikrinin Türkiye’deki en önemli ismi kim? Aleksandr Dugin’in O’nu tanıyınca bambaşka bir Türkiye keşfettim dediği Doğu Perinçek. Perinçek de daha önce Dugin’e övgülar yağdırırken O’nun en büyük özelliği Putin’e yakın olması değil Aleksandr Dugin olması demişti.
Bugün geldiğimiz noktada altılı masanın altında HDP var mı yok mu tartışmaları ana akım medyanın her türlüsünde çok ciddi şekilde tartışılıyor ama Cumhur ittifakının dış politikasında Vatan Partisi ve Perinçek rolü nedense tartışılmıyor. Aslında bu rol kelimesi de burada son derece yetersiz kalıyor gibi.
Bahsi geçen aşırı Rus Milliyetçisi Dugin muhtemelen yine Perinçek aracılığı ile AKP ile de yakın temas kurmuş hatta 2016 yılında bir AKP grup toplantısına da katılmıştı. Bugün Rusya ve Ukrayna arasında dengeli politikasıyla övdüğümüz Türkiye ile yakın ilişkileri olan Dugin bu savaşta da Putin’i yufka yürekli davranmakla eleştirmişti.
Şangay teşkilatıyla ilgili batılı stratejistlerin pek çok suçlaması var doğal olarak ama onlar bizi ilgilendirmiyor. Ama mesela Ocak başında Kazakistan’da 20 bin kişi isyan ettiğinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Rusça yaptığı bir konuşmayla Rusya’dan yardım istemiş ve sayıları yüzbinleri bulan Kazak silahlı güçlerinin isyanını ülkeye gelen 2500 Rus askeri bastırmıştı.
Çindeki Uygur meselesine ve yüz yıllardır Türk ve Müslümanlara kendi topraklarında Rusya’nın, Çin’in ve Hindistan’ın neler yaptığı konularına da hiç girmeden soruyorum şimdi. Bu nasıl bir Turan ?
Aslında örgüt 1996 da kurulduğunda gerçekten 5 üyesi vardı ama şimdi 9 üye var. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın dediğine göre biz de kısa süre sonra üye olacağız. En azından amacımız bu, çok da zor olmasa gerek.
Örgüte katılacak olmamız bazı kesimlerce bir Turan habercisi olarak nitelense de örgütteki 9 ülkeden sadece 4’ü Türk devleti. Bunlardan Tacikler’in konuştuğu Tacikçe bir Fars lehçesi olarak kabul ediliyor örneğin, alfabe olarak da hem Fars, hem Kril, hem de latin alfabesini kullanıyorlar.
Kazakistan’ın resmi dili ise Kazakça ve Rusça, Kırgızistan’ın da resmi dili yine Kırgızca ve Rusça, Kırgızistan’da yaşayan Kırgızlar Kril alfabesini, Çinde yaşayanlar ise Arap alfabesini kullanıyorlar.
Zaten Rusya, Çin, Hindistan geri kalan 6 devletin tamamından daha büyük nüfusa, toprağa, ekonomik güce ve teknolojiye sahip. Özellikle de Çin ve Rusya zaten bu işin başlamasını sağlayan güçler. Teşkilat kurulurken de Rusya bu teşkilatın tek kutuplu dünyaya karşı oluşturulmuş bir iş birliği olacağını ifade etmişti. Yani aslında bu teşkilatın karşısında NATO var. Ama mesela Avrupa Birliği yok. Çünkü konuları farklı. Yine de bir askeri iş birliği teşkilatı olarak tanımlanmıyor. Daha çok Rusya ve Çin’in bölgedeki stratejilerini yürütmek adına faaliyet gösteren bir teşkilat konumunda, ama şimdilik. Son üye İran da bu oyunda aktif rol talebinde bulunacaktır elbette.
Şimdi biz Nato’daki Amerika ve İngiltere hegemonyasından rahatsız olarak bu tarafa meylediyor olabiliriz elbette ama birincisi bunu bir Turan hamlesi olarak algılamak algılatmak oldukça enteresan bir durum. İkincisi ABD ve İngiltere’nin baskın davranışlarından rahatsız olup Çin ve Rusya’nın demokratik, ve insani yaklaşımları nedeniyle taraf değiştiriyoruz diye de sormak gerekir. Sonra başka sorular gelir elbette akıllara bu işin maliyeti ne olur? Bu maliyeti kim öder?
Aslında geçtiğimiz Kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı aksakallısı Binali Yıldırım Rusya ve Çin’in Türk devletleri teşkilatının doğal üyesi olduklarını söyleyerek bu yeni nesil Turan anlayışının ilk sinyallerini de vermişti ama durum Turan’dan çok avrasyacılık şeklinde gelişiyor doğal olarak. Avrasyacılığın bu yeni hali de aslında Putin’in stratejilerinde önemli bir rolü olduğuna inanılan Alexsandr Dugin’in teorilerinden ilham alıyor gibi.
İşi daha fazla entelektüel bir halde izah etme gayretine gerek yok, durum oldukça açık aslında, batıdan, doğuya geçiş süreci yaşıyoruz her halimizle eksen değiştiriyoruz. Başta da söylediğim gibi bu çok zor olmaz bizim için elbette mesela Avrupa Birliğine girmek için önümüze konan şartlar Şangay birliği için hiçbir anlam ifade etmiyor nasıl olsa.
Şimdi aslında akıllara şöyle bir şey de gelmiyor değil, bu yukarıda bahsettiğimiz Avrasyacılık fikrinin Türkiye’deki en önemli ismi kim? Aleksandr Dugin’in O’nu tanıyınca bambaşka bir Türkiye keşfettim dediği Doğu Perinçek. Perinçek de daha önce Dugin’e övgülar yağdırırken O’nun en büyük özelliği Putin’e yakın olması değil Aleksandr Dugin olması demişti.
Bugün geldiğimiz noktada altılı masanın altında HDP var mı yok mu tartışmaları ana akım medyanın her türlüsünde çok ciddi şekilde tartışılıyor ama Cumhur ittifakının dış politikasında Vatan Partisi ve Perinçek rolü nedense tartışılmıyor. Aslında bu rol kelimesi de burada son derece yetersiz kalıyor gibi.
Bahsi geçen aşırı Rus Milliyetçisi Dugin muhtemelen yine Perinçek aracılığı ile AKP ile de yakın temas kurmuş hatta 2016 yılında bir AKP grup toplantısına da katılmıştı. Bugün Rusya ve Ukrayna arasında dengeli politikasıyla övdüğümüz Türkiye ile yakın ilişkileri olan Dugin bu savaşta da Putin’i yufka yürekli davranmakla eleştirmişti.
Şangay teşkilatıyla ilgili batılı stratejistlerin pek çok suçlaması var doğal olarak ama onlar bizi ilgilendirmiyor. Ama mesela Ocak başında Kazakistan’da 20 bin kişi isyan ettiğinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Rusça yaptığı bir konuşmayla Rusya’dan yardım istemiş ve sayıları yüzbinleri bulan Kazak silahlı güçlerinin isyanını ülkeye gelen 2500 Rus askeri bastırmıştı.
Çindeki Uygur meselesine ve yüz yıllardır Türk ve Müslümanlara kendi topraklarında Rusya’nın, Çin’in ve Hindistan’ın neler yaptığı konularına da hiç girmeden soruyorum şimdi. Bu nasıl bir Turan ?