Big
Forum Üyesi
- Katılım
- 18 Eki 2022
- Mesajlar
- 1,811
- Puanları
- 0
Az sonra söz edeceğim korkunç olay 2019 yılının Türkiye’sinde, Anadolu'nun göbeğinde gerçekleşiyor…
Henüz 16 yaşında iken , hiç görmesek de biliyoruz ki güzeller güzeli, geleceğe dair hayalleri olan o kız çocuğu için kabus başlıyor. Hayatının baharında istismar ediliyor, tecavüze uğruyor. Tüm travmasına rağmen, toplum ne der çekincesine rağmen ailesine durumu anlatabiliyor ya da mecbur kalıyor çünkü bir süre sonra hamile olduğunu anlıyor. Bu küçük kız çocuğu belki hamile kalmasa sessizliğe devam edecekti belki de bu istismar ilk değildi!
Olay mahkemeye taşınıyor, erkek cinsine dava açılırken, kız çocuğunun hamileliğinin 10. Haftasında olduğu anlaşılıyor. Yani yasal kürtaj süresinin sonuna yakın. Avukat vakit kaybetmeden başvurularını yapıyor ve kürtaj talep ediyor. Avukat ayrıca, istismarla ilgili kanıtların da alınması için kürtajın Adli Tıp Kurumu’nda yapılması istiyor.
Başvuru sonucunda yüce mahkeme “ceninin yaşam hakkının annenin psikolojisinden üstün olduğu”na karar vererek kürtaj talebini reddediyor. Hakimlik ayrıca mağdurun ve ailesinin kürtaja ilişkin izin belgelerinin olmadığını da belirtiyor.
Süre geçiyor, çile bitmiyor….
Karara itiraz ediliyor, savcılık kabul ediyor, izin belgeleri mahkemeye iletiliyor ve yine bekleme süresi…
Başına gelen tüm kötülüklere rağmen hem mağdur kız hem de ailesi cesur. Yılmıyorlar, AYM’ye de bireysel başvuruda bulunuyorlar.
Hamilelik sürüyor ancak koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüce Mahkemelerinin hızı küçük kızın hamilelik fizyolojisine yetişemiyor. O daha 16 yaşında anne oluyor, bebeğin babası olduğu kanıtlanan tecavüzcüsünden de şikâyetini geri çekiyor. Çünkü mağdur artık pes ediyor.
O çocuk gelinin hikayesi buradan nereye gider hepimizin az çok tahmini var…
AYM’den de karar var;
Yüksek Mahkeme, 10 haftayı geçen ancak 20 haftadan az gebeliklerin sonlandırılmasının mahkeme kararı ile yapılabileceğine dikkat çekti.
AYM bir de yargı makamlarının tutumu yüzünden “sonlandırılamayan” tecavüz sonucu gebeliğin, doğumla sonuçlanması nedeniyle mağdura 75 bin TL. tazminat ödenmesine karar verdi.
Coğrafyamızda sayısız benzer örneğe bir çırpıda ulaşabileceğimiz bu olay size de Medusa’yı hatırlattı mı?
Hani erkek egemenliğinin kurbanı olan ve tecavüze uğradığı için cezalandırılan,
Hani binlerce yıl önceden, Yunan Mitolojisinden, insanların kahramanı Perseus tarafından öldürülen Medusa’yı
Henüz 16 yaşında iken , hiç görmesek de biliyoruz ki güzeller güzeli, geleceğe dair hayalleri olan o kız çocuğu için kabus başlıyor. Hayatının baharında istismar ediliyor, tecavüze uğruyor. Tüm travmasına rağmen, toplum ne der çekincesine rağmen ailesine durumu anlatabiliyor ya da mecbur kalıyor çünkü bir süre sonra hamile olduğunu anlıyor. Bu küçük kız çocuğu belki hamile kalmasa sessizliğe devam edecekti belki de bu istismar ilk değildi!
Olay mahkemeye taşınıyor, erkek cinsine dava açılırken, kız çocuğunun hamileliğinin 10. Haftasında olduğu anlaşılıyor. Yani yasal kürtaj süresinin sonuna yakın. Avukat vakit kaybetmeden başvurularını yapıyor ve kürtaj talep ediyor. Avukat ayrıca, istismarla ilgili kanıtların da alınması için kürtajın Adli Tıp Kurumu’nda yapılması istiyor.
Başvuru sonucunda yüce mahkeme “ceninin yaşam hakkının annenin psikolojisinden üstün olduğu”na karar vererek kürtaj talebini reddediyor. Hakimlik ayrıca mağdurun ve ailesinin kürtaja ilişkin izin belgelerinin olmadığını da belirtiyor.
Süre geçiyor, çile bitmiyor….
Karara itiraz ediliyor, savcılık kabul ediyor, izin belgeleri mahkemeye iletiliyor ve yine bekleme süresi…
Başına gelen tüm kötülüklere rağmen hem mağdur kız hem de ailesi cesur. Yılmıyorlar, AYM’ye de bireysel başvuruda bulunuyorlar.
Hamilelik sürüyor ancak koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüce Mahkemelerinin hızı küçük kızın hamilelik fizyolojisine yetişemiyor. O daha 16 yaşında anne oluyor, bebeğin babası olduğu kanıtlanan tecavüzcüsünden de şikâyetini geri çekiyor. Çünkü mağdur artık pes ediyor.
O çocuk gelinin hikayesi buradan nereye gider hepimizin az çok tahmini var…
AYM’den de karar var;
Yüksek Mahkeme, 10 haftayı geçen ancak 20 haftadan az gebeliklerin sonlandırılmasının mahkeme kararı ile yapılabileceğine dikkat çekti.
AYM bir de yargı makamlarının tutumu yüzünden “sonlandırılamayan” tecavüz sonucu gebeliğin, doğumla sonuçlanması nedeniyle mağdura 75 bin TL. tazminat ödenmesine karar verdi.
Coğrafyamızda sayısız benzer örneğe bir çırpıda ulaşabileceğimiz bu olay size de Medusa’yı hatırlattı mı?
Hani erkek egemenliğinin kurbanı olan ve tecavüze uğradığı için cezalandırılan,
Hani binlerce yıl önceden, Yunan Mitolojisinden, insanların kahramanı Perseus tarafından öldürülen Medusa’yı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.