Prof. Dr. Okan Tüysüz, 10 Ağustos depreminin ardından yeni sarsıntıların beklenenin dışında geliştiğini belirterek şunları kaydetti: “Artçıların daha çok Sındırgı’nın kuzeyinde olmasını bekliyorduk, fakat güneyde meydana geldi. Bu da artçı deprem beklentilerimiz açısından sürpriz, çünkü ana şokun güneyine geçti. Bu da orada yer altında bizim bilmediğimiz bir fayın mevcut olabileceği görüşünü doğurdu. Olasılıkla bu fay ya da faylar kırıldı, depremi üretti. 6.1’lik bir deprem ülkemiz koşullarında hasar yaratan bir depremdir. Sığ olması nedeniyle yüzeyde şiddetli hissedildi. Bu depremin saldığı enerji neredeyse bir Nagazaki atom bombası kadar, yani20 bin ton dinamit patlamasına eş değer. 6-6.5 büyüklüğü bu bölgenin karakteristik depremleridir, daha büyükleri pek olmaz.”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal da şunları dedi: “Doğudaki depremler daha seyrek ama çok daha yıkıcı, batıdakiler ise daha sık ama görece daha az yıkıcıdır. Sındırgı civarında 10 Ağustos’tan bu yana ana şok ve artçılarla toplam 14 bine yakın deprem kaydedilmiş. Burada çok yıkıcı bir deprem beklenmez. Sındırgı’daki fay hattı sürekli kırılıyor ama batıya doğru stres yayılıyor. Bu stres diğer fayları zorluyor ama kıramıyor. Bölgedeki fay, kendi içinde açılmaya devam ediyor.”
Dokuz Eylül Üniversitesi, Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir de şu tespitleri yaptı: “İlk depremin (10 Ağustos) oluşum yeri daha kuzeybatıda, ikinci depremin yerigüneydoğuda. İlk depremin ikinci depremi tetiklediği şeklinde bir değerlendirme yapabiliriz. 10 Ağustos sonrası Sındırgı’nın güneyindeki dağlık alanda yaptığımız bilimsel çalışmada yeni 6 sismik fay tespit ettik. Bölgede normalde Sındırgı fayı ve ona bağlı olarak Simav Fay Zonu’nun yer alıyor. Depremlerin büyük çoğunluğu Simav Fay Zonu’nun dağlık alanında gerçekleşiyor. Yani güneyinde kalıyor. Haritaladığımız fayların önemli bir bölümü 10 ila 40 km uzunluğa sahip. Güneydeki ana fay zonuna ‘Emendere Fay Zonu’ ismini verdik. Depremler üst üste binmiş durumda. Birden fazla fay olduğu için öbür fayları tetikleme olasılığı da var.O enerji boşa gitmiyor, yerin içinde farklı faylara dağıtılıyor,o faylar da zamanı geldiğinde deprem üretecek. Ana şoku yaşamış durumdayız.”,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
