pcshift
Forum Üyesi
- Katılım
- 21 May 2022
- Mesajlar
- 256
- Puanları
- 16
Yaklaşık 15 yıldır Mersin’de yaşayan Meryem Önder’in hayatı, 3 yıl önce ürettiği badem ezmesini belediye stantlarında satması için davet etmesi ile bambaşka bir yola evrildi. Önceleri sadece etkinliklerde satış yapan Meryem Önder, şimdilerde yerel marketlerde ve gıda web sayfaları sayesinde tüm Türkiye’ye ulaştırıyor.
MERSİN (İGFA) - Başarı hikâyesinin, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi görevlilerinin kendisine ulaşması ile başladığını anlatan 2 çocuk annesi Meryem Önder, “Badem ezmesi satmaya karar verdiğimizde, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kadınlar için açmış olduğu stantları vardı. Oraya davet ettiler. Gittim gördüm ki, biz kadınlar için çok güzel stantlar kurmuşlar. Bizim para kazanabilmemiz için, ellerinden geleni yaptılar. Onlara katıldık” dedi.
“Kendi ayaklarımın üzerinde durmak ne güzel bir şey”
“Oradaki görev yapan kızlarımızın bizlere olan ilgisi ile biz daha da hırslandık” diye sözlerine devam eden Önder, kişinin kendi parasını kazanmasının çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Kendi paramızı kazanmaya başladık. Çok da güzel oldu. Böyle güzel yerlere geldik, şimdi dükkânım var, işyerim var. Ürünlerimi, Türkiye’nin her yerine paketleyip gönderebiliyorum. Burada gurmelere verebiliyorum. Stantlarda satabiliyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durdum, ne güzel bir şey” ifadelerini kullandı.
“Çalışınca, para kazanınca daha güçlü oluyorsun”
Sade bir ‘Ev hanımı’ olmanın, kişinin eşi eve geldiği zaman ‘Akşama kadar evdesin’ olarak tanımlandığını belirten Önder, “Ama şimdi o sorun yok. Kendi paramı kazanabiliyorum, kendi istediğimi alabiliyorum. Ama hedefim daha da büyük. Neden büyümeyeyim Türkiye’de? Neden yanımda çalışan insanlar olmasın? Neden ben de onlara ekmek vermeyeyim? Çünkü ben kadın olarak gördüm ki; çalışınca, para kazanınca daha güçlü oluyorsun. Yani kimseye minnet etmeden, kimsenin yardımı olmadan kendi fikirlerini üretebiliyorsun. Önceden para olmadığında soruyorsun; ‘Acaba oğlum, eşim, komşum bir şey der mi?’ diye. Ama kendin kazandığın zaman, kafanda bu sorular olmuyor” diye konuştu.
“Böyle güzel düşünen bir başkanı nerede bulacağız ki?”
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteğin kendisi için çok önemli olduğunu ifade eden Meryem Önder, “Büyükşehir Belediyesi’ne ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü siyasi görüşüm ne diye sormadılar. ‘Sen kimsin, nesin’ diye sormadılar. Sadece ‘sen para kazan’ dediler. Ülkemizde, bundan daha güzel düşünen bir başkanı nerede bulacağız ki? 53 yaşındayım, bana böyle bir imkân verilmedi. Ama şimdiki başkan, gerçekten hakkımızda güzel düşünüyor. Ben 15 yıldır Mersin’deyim. Vahap Bey gelmeden önce bize tezgâh mı açtılar? ‘Gelin burada malınızı satın’ mı dediler, yok. Ama bu başkan, dediğim gibi, siyasi görüşünü sormadan herkese el uzatıyor” şeklinde konuştu.
“Üretmenin yaşı yok”
Kadınların yaşları kaç olursa olsun mutlaka bir şeyler üretmesi gerektiğine inandığını da sözlerine ekleyen Meryem Önder, “Üretmeden önce düşünme yeteneğin bile olmuyor. Yani ‘Oğlum, kızım ne der’ diye aklından bir şeyler geçse bile onu unutuyorsun. Ama çalışırsan, üretirsen, elin birkaç kuruş para görürse beynin daha iyi çalışıyor. Yani ‘Ya ben bunu da yapabilirim’ diyorsun. Bak ben bademle başladım, ama şimdi fıstığım var, fındığım var, tahinim var. Yani iş işi getiriyor. Boş durmak yerine, kafan çalışıyor. Kesinlikle oturmasınlar, yaşları kaç olursa olsun ‘Ya benden geçti’ demesinler” dedi.
Kaynak: IGFA
MERSİN (İGFA) - Başarı hikâyesinin, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi görevlilerinin kendisine ulaşması ile başladığını anlatan 2 çocuk annesi Meryem Önder, “Badem ezmesi satmaya karar verdiğimizde, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kadınlar için açmış olduğu stantları vardı. Oraya davet ettiler. Gittim gördüm ki, biz kadınlar için çok güzel stantlar kurmuşlar. Bizim para kazanabilmemiz için, ellerinden geleni yaptılar. Onlara katıldık” dedi.
“Kendi ayaklarımın üzerinde durmak ne güzel bir şey”
“Oradaki görev yapan kızlarımızın bizlere olan ilgisi ile biz daha da hırslandık” diye sözlerine devam eden Önder, kişinin kendi parasını kazanmasının çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Kendi paramızı kazanmaya başladık. Çok da güzel oldu. Böyle güzel yerlere geldik, şimdi dükkânım var, işyerim var. Ürünlerimi, Türkiye’nin her yerine paketleyip gönderebiliyorum. Burada gurmelere verebiliyorum. Stantlarda satabiliyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durdum, ne güzel bir şey” ifadelerini kullandı.
“Çalışınca, para kazanınca daha güçlü oluyorsun”
Sade bir ‘Ev hanımı’ olmanın, kişinin eşi eve geldiği zaman ‘Akşama kadar evdesin’ olarak tanımlandığını belirten Önder, “Ama şimdi o sorun yok. Kendi paramı kazanabiliyorum, kendi istediğimi alabiliyorum. Ama hedefim daha da büyük. Neden büyümeyeyim Türkiye’de? Neden yanımda çalışan insanlar olmasın? Neden ben de onlara ekmek vermeyeyim? Çünkü ben kadın olarak gördüm ki; çalışınca, para kazanınca daha güçlü oluyorsun. Yani kimseye minnet etmeden, kimsenin yardımı olmadan kendi fikirlerini üretebiliyorsun. Önceden para olmadığında soruyorsun; ‘Acaba oğlum, eşim, komşum bir şey der mi?’ diye. Ama kendin kazandığın zaman, kafanda bu sorular olmuyor” diye konuştu.
“Böyle güzel düşünen bir başkanı nerede bulacağız ki?”
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteğin kendisi için çok önemli olduğunu ifade eden Meryem Önder, “Büyükşehir Belediyesi’ne ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü siyasi görüşüm ne diye sormadılar. ‘Sen kimsin, nesin’ diye sormadılar. Sadece ‘sen para kazan’ dediler. Ülkemizde, bundan daha güzel düşünen bir başkanı nerede bulacağız ki? 53 yaşındayım, bana böyle bir imkân verilmedi. Ama şimdiki başkan, gerçekten hakkımızda güzel düşünüyor. Ben 15 yıldır Mersin’deyim. Vahap Bey gelmeden önce bize tezgâh mı açtılar? ‘Gelin burada malınızı satın’ mı dediler, yok. Ama bu başkan, dediğim gibi, siyasi görüşünü sormadan herkese el uzatıyor” şeklinde konuştu.
“Üretmenin yaşı yok”
Kadınların yaşları kaç olursa olsun mutlaka bir şeyler üretmesi gerektiğine inandığını da sözlerine ekleyen Meryem Önder, “Üretmeden önce düşünme yeteneğin bile olmuyor. Yani ‘Oğlum, kızım ne der’ diye aklından bir şeyler geçse bile onu unutuyorsun. Ama çalışırsan, üretirsen, elin birkaç kuruş para görürse beynin daha iyi çalışıyor. Yani ‘Ya ben bunu da yapabilirim’ diyorsun. Bak ben bademle başladım, ama şimdi fıstığım var, fındığım var, tahinim var. Yani iş işi getiriyor. Boş durmak yerine, kafan çalışıyor. Kesinlikle oturmasınlar, yaşları kaç olursa olsun ‘Ya benden geçti’ demesinler” dedi.
Kaynak: IGFA