enky
Forum Üyesi
- Katılım
- 15 Mar 2022
- Mesajlar
- 2,800
- Puanları
- 1
İnsanların kafalarını karıştırıp, hayali gerçekmiş gibi sunma çok eski bir uygulama. Hitlerin ünlü propaganda bakanı Dr. Gobbels’in Alman halkını nasıl etkilediği bilinen tarihsel bir gerçek. Medyayı kullanarak gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi halka sunmak özellikle siyasilerin en büyük meşgalelerinden birisi. Olayların ayrıntılarını ve yansıtılan bilgilerin gerçek olup olmadığını bilme imkanı olmayan halk yığınlarını iktidar partilerinin istediği yönde düşünmesini sağlayacak yollara başvurulur. Bu bakımdan iktidara gelen her partinin ilk işlerinden birisi de “kendi özel medyasını” yaratacak önlemlere başvurmaktır.
Böylece “muhalefetin olumsuz” etkilerini azaltacak bir yol bulmaya çalışmış olurlar. Hele parti liderlerinin kendi özel ve çoğu kere halktan gizlenmiş “siyasi emeller” varsa bunların yavaş yavaş uygulamaya konulması ve bunlara doğacak tepkinin azaltılması için de bu “özel medya” kurumları kullanılır. Taraftarın beyni öyle yıkanır ki, artık “bizim medya” ve “karşı medya” olgusu yüzünden parti sempatizanları sadece “kendi medyasına” inanır hale getirilir. “Özel medya”nın yani sıra gene “özel toplum kuruluşları, sendikalar, kanaat önderleri” yaratılır bu “özel” medya eliyle. Artık siyasi iktidarlar kendi gibi düşünenlere inanır, kendi medyasını okur, kendi yazarlarının yazılarını birer “muska “gibi taşımaya başlar. Her türlü eleştiriye düşman, sadece duymak istediğine önem veren bir kapalı kutu haline gelir.
Bu özel medya kuruluşlarının çizdiği pembe hayallerle halk uyutulmaya devam edilir, taa ki, ülkenin içinde bulunduğu koşullar içinden çıkılmaz, sorunlar çözülemez, ülke yönetilemez hale gelinceye kadar. Bu tek kutuplu, tek amacı gizli ideallerini gerçekleştirmek veya yandaşına çıkar sağlamak veya ülkedeki kaynakları kendi amaçlarına göre kullanabilmek için iktidar olanlar yavaş yavaş devlet çarkını da kendi gibi düşündüklerini sandıkları dalkavuklar, yeteneksizler, avantacılar, beceriksizlerle, yağcılar ve yalakçılarla doldurduklarından işler giderek kötüleşir.
Tarihe bakarsak çok değişik türlerini görüyoruz bu tür uygulamaların. Halk yığınları bilinçli olarak hurafeler, ideolojik motifler,bilim dışı sapmalar ve gelenek diye yutturulan bir takım şekilci sapmalarla uyutulurlar. Bezler bağlanır, fallar açılır, üniformalar, biçimler, şekiller, totemler, haçlar, putlar yaratılır ve gelenek diye sunulur. Halk yığınları ekonomik yoksulluğun pençesinde inlemeye itilir, fakat iktidar partilerinin ve yan kuruluşlarının “insanı yardım”projeleri adı altında dağıttıkları yiyecek, giyecek , yakacak, kap kaçak gibi sembolik yardımlarla iktidara bağımlı hale getirilirler. Bunlar sonuçta potansiyel oy makinası haline gelirler.
Böylece “muhalefetin olumsuz” etkilerini azaltacak bir yol bulmaya çalışmış olurlar. Hele parti liderlerinin kendi özel ve çoğu kere halktan gizlenmiş “siyasi emeller” varsa bunların yavaş yavaş uygulamaya konulması ve bunlara doğacak tepkinin azaltılması için de bu “özel medya” kurumları kullanılır. Taraftarın beyni öyle yıkanır ki, artık “bizim medya” ve “karşı medya” olgusu yüzünden parti sempatizanları sadece “kendi medyasına” inanır hale getirilir. “Özel medya”nın yani sıra gene “özel toplum kuruluşları, sendikalar, kanaat önderleri” yaratılır bu “özel” medya eliyle. Artık siyasi iktidarlar kendi gibi düşünenlere inanır, kendi medyasını okur, kendi yazarlarının yazılarını birer “muska “gibi taşımaya başlar. Her türlü eleştiriye düşman, sadece duymak istediğine önem veren bir kapalı kutu haline gelir.
Bu özel medya kuruluşlarının çizdiği pembe hayallerle halk uyutulmaya devam edilir, taa ki, ülkenin içinde bulunduğu koşullar içinden çıkılmaz, sorunlar çözülemez, ülke yönetilemez hale gelinceye kadar. Bu tek kutuplu, tek amacı gizli ideallerini gerçekleştirmek veya yandaşına çıkar sağlamak veya ülkedeki kaynakları kendi amaçlarına göre kullanabilmek için iktidar olanlar yavaş yavaş devlet çarkını da kendi gibi düşündüklerini sandıkları dalkavuklar, yeteneksizler, avantacılar, beceriksizlerle, yağcılar ve yalakçılarla doldurduklarından işler giderek kötüleşir.
Tarihe bakarsak çok değişik türlerini görüyoruz bu tür uygulamaların. Halk yığınları bilinçli olarak hurafeler, ideolojik motifler,bilim dışı sapmalar ve gelenek diye yutturulan bir takım şekilci sapmalarla uyutulurlar. Bezler bağlanır, fallar açılır, üniformalar, biçimler, şekiller, totemler, haçlar, putlar yaratılır ve gelenek diye sunulur. Halk yığınları ekonomik yoksulluğun pençesinde inlemeye itilir, fakat iktidar partilerinin ve yan kuruluşlarının “insanı yardım”projeleri adı altında dağıttıkları yiyecek, giyecek , yakacak, kap kaçak gibi sembolik yardımlarla iktidara bağımlı hale getirilirler. Bunlar sonuçta potansiyel oy makinası haline gelirler.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.